Yaşamak adına yıllandıkça;
Daha farklı gözlerle bakıyor,
Çözümlüyoyoruz hayatlarımızı..
Bu,
Yükseklerden,
Aşağıda olup biteni izlemek gibi...
Seyrimizin en güzellerinin
küçüklüğümüzde kaldığını anlıyor,
Hayıflanıyoruz!
Bir mavi balon,
Bir mavi bilye,
Bir mavi bir bisiklet,
Toz pembe bir pamuk şeker,
Bir kan kırmızı elmalı şeker...
Küçüklükte bizleri mutlu edebilenler..
Şimdilerde;
Mavi bir gökyüzü,
Mavi bir geleceği,
Toz pembe hayallerle kovalıyoruz...
Sıkı takipçisi olmanin yanı sıra;
Kan kırmızı gerçeklerle yüzleşerek!...
Hep bir mücadele ömür denileni,
İstemek,
Istemek daha fazlasını...
İyinin iyisini
Güzelin daha güzelini!..
Yetinemiyoruz işte!
Oysa,
Yükseğe çıkmak zaman alıyor...
Aslında yükseldikçe de küçülüyoruz...
Kum saatinin kumu da bitiyor artık!
Çevirelim tersine kum saatini demek de kâr etmiyor!..
Zamanı durdurmak,
Ya da değiştirmek,
Bilinmeyenden bugüne,
En çok hayal edileni...
Ama, nafile kelimesi tam da burada,
Yerli yerinde!...
Küçük dokunuşlara ihtiyacımız var, aslında.
Yerinde,
Yeri geldiğinde,
Tam da gerektiğinde,
Yapabileceğimiz küçük dokunuşlara...
Sevgiye,
Sevgiyle başlanılan her şeyde;
Küçük dokunuşlar...
Hırstan,
İkiyüzlülükten,
Yalandan-dolandan,
Kandrmacadan uzak;
Masum,
Küçük dokunuşlara ihtiyacımız var...
Yaşam, güzel aslında!
Kirlenmediğimizde,
Kirletmediğımizde!..
Ki önce bizi içine alıp- kabul eden,
Sonra yoğurup-şekillendiren,
Bu yaşamak, denileni;
Birgün terki diyar olup,
Eritecek, suya karışan toprak gibi...
Malum;
Nefeslerimizi hiç saymadıķ ki!...
Yükseğe en yükseğe çıkarken..
Kayıt Tarihi : 4.7.2022 21:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!