111 - İnsanın konuştuğu dilin sınırları onun aynı zamanda düşünme kapasitesinin de sınırlarını oluşturur. Çünkü her insan kullandığı dili ne kadar konuşabiliyorsa o kadar düşünür.
112 – Allah’ın rızasını kazanmak insanın en önde gelen amacı olmalı ve hayatını her yönüyle buna göre düzenlemeli ve yaşamalıdır.
113 – “Dostum” dediği kişilere her hangi bir nedenle kendisini hatırlatma gereği duyuyorsa insan, o kişi onun dostu ve hatta arkadaşı bile değildir. Dosta davet gerekmez. Çünkü dost dostun her an yanında ve her an ondan haberdardır, binlerce kilometre uzakta bile olsa.
114 – Hiçbir toplum yoktur ki çalışmadan ilerleyip zenginleşerek yüksek refah düzeyine ulaşabilsin. “Gezen tilki yatan aslandan iyidir” diye boşuna söylenmemiştir.
115 – “Emek yoksa ekmek yok.” sözü günümüzde değerini epeyce kaybetmiş olsa da doğruluğu konusunda karşıt bir şeyler söylemek hiç de kolay değildir. Kolaycılık son tahlilde kaybettirir.
116- Geçmiş geçmişte kaldı gelecekte ne olacağını da biz bilmiyoruz. O halde an bu andır yaşamak için yeterlidir. Bir şartla ki seni yaratanın rızasını almak kaydıyla.
117 – Akıl sahibi olmak büyük bir nimettir. Ama daha da büyük nimet, kişinin kendisine verilmiş olunan bu aklı veriliş amacına uygun kullanmayı bilmektir.
118 – İnsan, nerede, ne zaman ve nasıl davranacağına karar vermeden önce çok iyi düşünmelidir. Çünkü bazı davranışlar vardır ki bulaşıcıdırlar ve bulundukları ortamı anında etkileri altına alırlar.
119- İnsanoğlu ilginç bir varlıktır. Örneğin sevdiğine daha çok değer verirken kendisini seveni daha az düşünür. Oysaki her canlı sevilmek ihtiyacı içindedir. Bu açıdan bakılırsa eğer mantıklı olan sevdiklerine değil asıl kendisini sevenlere daha çok değer vermelidir insan. Sevilmek bir ihtiyaçtır ve nasılsa bir şekilde karşılanır oysa sevmek yüce
gönüllülüktür.
120 - Mademki feda ediyoruz o zaman feda ettiğimiz şeyin, şeylerin bu dünyadan göç ettiğimizde yanımıza ne katacağını da hesap etmemiz gerekmez mi?
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 8.10.2011 01:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne yaşarsak yaşayalım, nasıl yaşarsak yaşayalım, her halükârda yine de kaderimizi yaşarız. Ama kendi tercihlerimizi yaparak ama önümüze koyulmuş olanlardan bir takım seçimler yaparak… Basit bir tanımı yapılacak olunursa eğer kader, kişinin cüzi iradesiyle karar verip uyguladığını Külli İrade’nin ezelde yarattığıyla örtüştürmesidir.
Pişmek için yanmayı göze almak lazım.
Recep Akıl
SELAM VE SAYGILAR KALBİ SELAMLAR DEĞERLİ AĞABEYİM
Saygılar Hocam.
TÜM YORUMLAR (2)