Güneşin,dumanlı yamaçları
Ala boyayan ilk ışınları vururken vadilere;
Küçük çoban,
Elinde sihirli kavalı,
Düşer sürülerinin ardına...
Sabahın sisi dağılırken ağır ağır,
Elmas parıltılarını andıran çiy damlacıkları
Parlar Güneşin kızıllığının altında....
Bir sıcak çöker yeşilliğin üzerine
Cana yakın.
Bir tutam sevgi gibi...
Ve sürüler dalar sonsuzluğa doğru....
Küçük çobanın,
Derin ve sıcacık bakışlarının arasında...
Küçük çoban üfler kavalına....
İrileşir gözleri.
Bir sessizlik iner
Dağların doruklarından
Vadilerin yamaçlarına...
Kavalın buruk ve coşkulu sesi duyulur
Dağların ta ötesinden....
Dağlar eğilir sıra sıra...
Bir tutam beyaz bulut görünür
Ta uzaklardan,
Dağların ötesindeki gökyüzünün maviliklerinde....
Dağların yamaçlarınadan süzülerek
Hırçın akan suların
Akışı durur.
Kavalın sesinin şavkı belirir
Durgunlaşan suların yorgun maviliğinde....
Ve küçük çoban,
Kavalının sesine karışarak
Göğe ağar bir tutam bulut gibi...
Yaşama sevincinin umudu olarak
Yankılanır durur
Gökyüzünün maviliğinde...
Kayıt Tarihi : 24.9.2006 15:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çoban,bana göre saflığın,doğruluğun ve dürüstlüğün simgesidir. O, sürüleriyle konuşur,anlaşır onların dilince.Her Anadolu köylü çocuğu ilkokul yıllarında mutlaka çobanlık yapmıştır.Ben de yaptım.Kaval da çaldım o yıllarda...Ne zaman bir kaval sesi duysam,büyülü sesi alır götürür beni sisli yılların gerisine.Gözlerimin önünden geçer bir bir,dağlar,yaylalar,ovalar,köyler,sarı buğday başaklarının dalgalandığı,bereket fışkıran güzel topraklar.Her zaman özlemi vardır içimde bu güzel diyarın her köşesinin.O güzellikler bana 1976 yılında bu şiiri yazdırmıştır.
tebrikler
TÜM YORUMLAR (1)