küçük büyük
ofisten çıktım
lojmana doğru gidiyorum
genç kız bahçeye doğru gidiyor
bakınca ne kadar küçük
bir av gibi
avucumun içinde yakalayacakmışım gibi
düşününce dünyam ne kadar büyük
hayır, bu dünyam olamaz
bu taşıdığım evren olmalı
kız kayboluyor ben lojmana giriyorum
kapı komşum yetişkin adam evine girmek üzere
ne kadar devasa büyük görüyorum
av kamuflaşıda giymiş
hayırdır, rast geldi mi av
yok, valla bir şey yok
ne küçük ne büyük av yok arazide
kocaman boşluk evrende küçük kaldı dünyamız
bi dakine inşallah
inşallah
iyi akşamlar... sana da...
akşam geçmiş gece yarısı yatağa giriyorum
bu hadise geliyor aklıma
karanlıkta kim bilir neredeyim
kimin cebinde hangi zerreciğin altında
her şey göz acıp kapamak arasında
düşünmek kapsıyor fikir ayrılıyor
evren bakışıyla koca dünyayı yutacak kadar ağzımız
nefsimizle burnumuzuda her deliğe sokacak kadar
işlevsel sanki
ben büyük dünya genç kız küçük dünya
komşum orta dünya
kimim evreni daha büyük
genç kızın
komşumun altı yaşındaki oğlunun
genç kızın bir yaşındaki yeğenin evreni daha büyük
bizim evrenimizden
yeter ki düşüne bilsinler kapsar yutar bizi
uzuaktan davulun sesi hoş gelir
manzara bir kartpostal gelir
ayrıntıya daldıkça bir zerrecik kalırız
kapadım gözlerimi
karanlığıda sildim zihnimle
hiç bir şeyde düşünmedim dua edip uyudum
nasıl uyudum nasıl dua ettim bilmiyorum
sabah uyandığımıda
yanımda uygarlığım giyindim
bir kapı açmama baktı çağım
tarihin kilidi zamanın anahtarı an
adım atıp yürüyüp çıkmışım evden
nasıl olmuş bu dünya kurulmuş biz zihni
ruhumuz evrenden bir örneklem
aklımız bir dünya
evrenden dünyaya an girip çıkıyoruz
uzaya çıkıp kalmak istiyoruz
dünyadan uzakta evrenin karanlığında olmak istiyoruz
ay misket güneş ateş topu yıldızlar misket parıltısı
dünya mavi bilye
küçük büyük taşıdığımız düşüncelere bağlı
Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 24.12.2020 21:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!