Biliyorum barış istiyorsun,
Gülücüklerini gizleyip,
Mahcup bir edayla yüzüne
Gözyaşlarını döküyorsun!
Umutla beklediğin o günler
Gelmek bilmiyor,
Dağlar güneş görmeden
Bombalar düşerken doruklara…
Sabah uykuların bölünüyor;
Korkuyla uyanıyorsun sıçrayarak
Aldığın her nefesten,
Kalleşçe gelecek serseri bir kurşundan
Ölümü bekliyorsun.
Tanıyorum ben seni serhat boylarında,
Mardin,Şırnak,Van’da…
Sığırtmacı köylü çocuğu,
Bilmediğin bir dille
Seninle konuşmuştum diye
Küsmüştün bana;
İsminin Dilbirîn olduğunu
Sonrada öğrendiğim.çocuk,
Dilince konuştuğumdan seninle,
“Çawanî,başî” dediğimden
Barışmıştın benimle,
Küçük ellerini uzatarak bana
O sıcakça tokalaşmanı asla unutmam.
Biliyorum oraları o zorlukları,
Yıllardır oralarda örfi idare var.
Yaylalar yasaklı!
Köy giriş-çıkışları izine bağlı!
Yollarda hep tank,panzer,cemseler…
Arama-taramalar eksilmez,
Erzak almak ise hayli zor,
Üstelik o da karneye bağlı!
Sokaklarda yaşıtların coplanırken!
Analar dövülüp,sürüklenirken;
İt izi ile at izinin birbirine karıştığı o yerlerde
Amansız zulüm’e çok tanık oldum sığırtmacı çocuk.
Biliyorum senin tertemiz duygularını,
Küçük sığırtmacı birîndar çocuk,
Eşit,adil,özgür masumane olan isteklerini,
İnsanca yaşamak gibi arzunu;
Tarihini,eğitim dilini!
Yazılmamış barış yasasının,
Hilafsızca tüm çocuklarla kuracağın kardeşliğe
Dostluğa giden yolu…
Yepyeni bir dünyada insanların sömürülmediği
Demokratik bir halk devrimi talebini.
05.07.2010
Yıldırım
Kayıt Tarihi : 5.7.2010 10:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutlarım
namık cem
Benim mahallemde, kürt çocukları toplanıyor, türk çocuklarına saldırıyor. İki oğlum var. Bir gün başlarına ne gelecek diye merakla duruyorum.
Ortadaki konuşmalar ise ne biliyor musun? Bir gün arsızca, terbiyesizce yaptıklarına karşı halkı kızdıracaklar, üzerlerine saldırtacaklar.
Halkın içinde, hergün bir olay yaşanıyor.
AMA SİZLER BUNLARI GÖRMEK İSTEMİYORSUNUZ
Sadece dağa çıkanın, elinde silahla barış diye bağıranın çağrını dile getiriyorsunuz.
Peki evimin önünde molotof koktylinden yakılan arabama ne dersin..
Veya kundaklanan dükkanıma...
Veya sokakta Türk çocuğu diye sıkıştırılan çocuğuma ne dersin?
Kürt çocuklarının sürü gibi toplanarak, orada burada kışkırtıcı bir şekilde boy göstermelerine ne dersin...
Mesele, dil, ırk meselesinden çıkmış, sadece kin kusmaktan ibarettir..
Kürtler bunları bırakmadıkça, kimse onların barış istediğine inanmayacak ve birgün olaylar patlayacak...
Geriye daha büyük hüzün kalacaktır.
Bugün Türk halkı, Kürt militanlarının yaptıklarına karşı, dizginleri polise, askere vermiştir.
Ama olaylar böyle giderse, bir gün eline silahını, sopasını alarak, kürtlere saldırdığında, kimin de teröre karşılık yeter artık özgürlük istiyoruz dediklerini acı bir şekilde duyacaksınız..
O nedenle, sizin gibi aydın olanların, daha dikkatle olayları izleyerek, gerçekten barışa doğru adım atmanız gerekir.
Barışın tek yolu silahı, terörü bırakmaktır.
Toplum içindeki söylemlerimle, Kürtleri haklı görüyorsun diye suçlanan biri olarak, artık çocuklarımın her gün yolunun kürt çocukları tarafından kesildiği bir ortamda, sizlere karşı anlayışlı olmam, canımın yandığı noktada asla mümkün olmayacaktır.
İzmir'de yaşıyorum.. Otobüslerde, halk içinde, bize karışamıyorlar, bize bir şey yapamıyorlar diye, sırıtkan, pişkin, gruplar halinde dolaşan ve her an hır çıkarmayı bekleyen kürt delikanlılarının bir gün kıstırıldığı hadlerinin bildildirildiğini mi duymak istiyorsunuz?
Yoksa onlara adam gibi nasıl davranılır onu mu öğretmek istiyorsunuz?
Buyrun siz karar verin.
Bir gün çocuklarına hiç yoktan saldırıldığı için, bütün sabrına rağmen karşı saldırıya geçen Türk babalarının, ailelerinin haksız olduğunu ne sizler, ne başkaları asla söyleyemezsiniz.
Eğer istediğiniz barış şekli buysa, insanlığı, insanlığınızı sorgulamanız gerekir.
Yok biz barışı değil, savaşarak bir şeylere ulaşmak istiyoruz diyorsanız.
O zaman adını barış değil savaş koyun ve bilelim.
Ona göre düşman mısınız? Dost musunuz bilelim?
Elinde silah, belinde mermi, dilinde barış söylemleriyle, kimi kandıracaksınız ki?
Eğer düşleriniz, düşünceleriniz kandırma yolu değilse, bir kürt aydını olarak, kürt çocuklarının yaptıklarına daha akıllı, düzgün yollar önermelisiniz...
Siz asla, durup durduğu yerde, hatta olaylarda Kürt halkının, kimlik namına isteklerinde hak verenlerin, dışarıda arabalarının kundaklandığı, çocuklarının kürt çocukları tarafından kıstırılıp, dövüldüğü, paralarının alındığı bir ortamda, kimseye haklılığını açıklayamazsınız.
TÜM YORUMLAR (18)