Küçük Bir Yolculuğa Çıkacağız Seninle

Şöyle bir yaslan hadi arkana. Küçük bir yolculuğa çıkacağız seninle. Hayal gücün yardımcı olacak yolculuğa çıkmamıza. Yaşın kaç? Kaça yakın? Yirmi? Otuz? Kırk? Kırk beş?

Sevdiklerini düşün şimdi…

Şimdi de kırdıklarını, ardında bıraktığın kırıkları, yerle bir ettiklerini, yargıladıklarını, çaldıklarını…

Çalmadın mı? Hiç mi çalmadın başkasının zamanını? Peki, eyvallah… Sen yine de bir sorgula vicdanını.

Kaç yaşında olursan ol şimdi. Gözlerini bağladım…

Gözlerini açtım, bir yataktasın. Yatak küçük bir odanın içinde, oda da bir hastanenin… Kolunda bir serum takılı... Göz kapaklarına hâkim olamıyorsun, biliyorum. Çok da zor nefes alıyorsun. Dost acı söylermiş. Üç günlük ömrün kalmış!

Anlayamadım? Ne söylemek istediğini duyamıyorum. Daha erken mi?
Kimi yanında isterdin şimdi?
Geri alsak zamanı, neyi, neleri değiştirmek isterdin?

Yolun sonuna gelmeden önce, yolunda yanında kimin, kimlerin olmasını istedin?
Kaçını ittin, kaçını gerçekten sevdin?
Şu nefesin, ne zaman bu kadar kıymetini bildin?

Bir düşün, şimdi yanında olmasını istediklerinin, yanında olmasını ne kadar hak ettin?

Uyan! Bu kadardı… Hayat kısa! Belki anlarsın diye, yolculuğumuzda kısa sürdü.

Şimdi istersen hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaya devam edebilirsin, istersen biraz sonra ölebileceğini bilirsin… SEN BİLİRSİN!

Selim Akgün