Sekiz yaşında idim ilkokul ikinci sınıfa gidiyordum.
öğretmenimiz yıl sonuna doğru sınıfın penceresinde küçük bir konserve tenekesi içinde bir sarmaşık yetiştirmişti.karne zamanına kadar sarmaşık iyice büyümüş konserve tenekesinin ortasında duran küçük çubuğu sarmalamıştı..
bu köyde daha önce hiç kimse sarmaşık yetiştirmemiş ne olduğunu bile kimse bilmiyordu.
karnelerin dağıtıldığı gün bu küçük sarmaşığı'da öğretmenimiz bizden birine hediye olarak vereceğini söylemişti
çünkü kendisi eşi ve oğlu ile birlikte o köyden gidiyordu ve bir daha gelmeyeceklerdi!!
bütün çocuklar öğretmenin etrafını sarmış hep bir ağızdan ben ben ben diye bağırıyordu'herkes o sihirli sarmaşığı alabilmek için çılgınlar gibi hoplayıp zıplıyordu.
bende bir köşede durmuş hiç sesimi bile çıkarmadan sadece işaret parmağımı kaldırmış bekliyordum.öğretmen benim uslu ses çıkartmayan halimi görmüştü
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta