gün ağarır
ağarır saçların
dökülür cam kırıkları
balyozlar dövünür üstünde
tenin acır
acıtır her yanını aşk
ve aşkın ilk resmi mavi,
maviye çalar küçüğüm.
zamanla
'aşkın gözü kördür' deyimi
kibarca
yerleşir benliğine
ne kadar inkar etsen
ne kadar kaçsan boş
gerçekler
us'dan
us gerçeklerden kaçamaz
çelişkilerse yalnızlığın zaferi
zaman, savurganlığıyla
geçit vermez pembe düşlerinin
pembe geçişlerine
yalanlar yanıltır
acı bir kahvenin kırk yıl hatrı kalmaz
telvesinde kalan yol
ve yol ayrılıktır küçüğüm....
birgün mutlaka,
ama mutlaka ''gelecek'' ihtimalini
dirhem dirhem
an be an öldürür zaman
her ne kadar vazolar güllerle süslense de
güller toprakta hüküm sürdüğü kadar
vazoda hüküm süremezdi
işte böyledir miadını tamamlamış aşkların kaderi
ve hiç anlaşılmazdı
aşk için ''gerçeklerin'' toprak
sevginin 'su' olduğu
yalnızlıkla baş başa kalana dek
ve sonraları ah sonrası
hatıralardan hatırda kalan sözler
inceden inceye incitilen benlik
aldanmak,
ne kadar acıysa
gerçekleri kabullenmek
yenilmek bi o kadar acı,
ve bi o kadar acıtır ki artık
hangi yanına
hangi an'a dönsen
kurumuş güller dökülür
zamanın içinden
yüzüne
tenin esmer
esmer olmasına
ama kapatamaz aşkın izlerini
ten sadece yüzün örtüsüydü
gözlerse yüreğin ışığı
hicran çökmüşse
fer'in loşluğunu
saklayamaz aynalar
zamanın aldattığı
yanıltığı kadar gözler kördür.
ve her aşk başta mavi,
maviye çalardı küçüğüm..
süslü yalanlarla büyütülen aşklar,
güneşli bir günde denizlere yelken açmak
gibidir
nereye kadar kürek çekebilir ki
bilekler
oysa aşk dediğin bir hançer gibi
saplanmalıydı yüreğe
çıkarıldığında bile
izi kalmalı
baştan başa sarmalıydı her yanı
'çünkü
zamanın hükümdarlığında
yalanlar, kendine yer bulamaz
ten solar,
gül solar,
ve solanlar tez savrulurdu küçüğüm'.
Turgut Gündoğmuş
Kayıt Tarihi : 28.1.2007 19:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ağarır saçların
dökülür cam kırıkları
balyozlar dövünür üstünde
tenin acır
acıtır her yanını aşk
ve aşkın ilk resmi mavi,
maviye çalar küçüğüm.
zamanla
'aşkın gözü kördür' deyimi
kibarca
yerleşir benliğine
ne kadar inkar etsen
ne kadar kaçsan boş
gerçekler
us'dan
us gerçeklerden kaçamaz
çelişkilerse yalnızlığın zaferi
zaman, savurganlığıyla
geçit vermez pembe düşlerinin
pembe geçişlerine
yalanlar yanıltır
acı bir kahvenin kırk yıl hatrı kalmaz
telvesinde kalan yol
ve yol ayrılıktır küçüğüm....
birgün mutlaka,
ama mutlaka ''gelecek'' ihtimalini
dirhem dirhem
an be an öldürür zaman
her ne kadar vazolar güllerle süslense de
güller toprakta hüküm sürdüğü kadar
vazoda hüküm süremezdi
işte böyledir miadını tamamlamış aşkların kaderi
ve hiç anlaşılmazdı
aşk için ''gerçeklerin'' toprak
sevginin 'su' olduğu
yalnızlıkla baş başa kalana dek
ve sonraları ah sonrası
hatıralardan hatırda kalan sözler
inceden inceye incitilen benlik
aldanmak,
ne kadar acıysa
gerçekleri kabullenmek
yenilmek bi o kadar acı,
ve bi o kadar acıtır ki artık
hangi yanına
hangi an'a dönsen
kurumuş güller dökülür
zamanın içinden
yüzüne
tenin esmer
esmer olmasına
ama kapatamaz aşkın izlerini
ten sadece yüzün örtüsüydü
gözlerse yüreğin ışığı
hicran çökmüşse
fer'in loşluğunu
saklayamaz aynalar
zamanın aldattığı
yanıltığı kadar gözler kördür.
ve her aşk başta mavi,
maviye çalardı küçüğüm..
süslü yalanlarla büyütülen aşklar,
güneşli bir günde denizlere yelken açmak
gibidir
nereye kadar kürek çekebilir ki
bilekler
oysa aşk dediğin bir hançer gibi
saplanmalıydı yüreğe
çıkarıldığında bile
izi kalmalı
baştan başa sarmalıydı her yanı
'çünkü
zamanın hükümdarlığında
yalanlar, kendine yer bulamaz
ten solar,
gül solar,
ve solanlar tez savrulurdu küçüğüm'.
şairi kutlarım güzel eserleriylede
harika bir kalemin yeni farkına vardım af ola
şiirlerini her zaman okuyacağım turgut kardeşim tam puanımla puanlarım tekrar selamlarımla hoşca kal
saplanmalı yüreğe
çıkarıldığında bile
izi kalmalı
baştan başa sarmalı her yanı
'çünkü
zamanın hükümdarlığında
yalanlar, kendine yer bulamaz
ten solar,
gül solar,
ve solanlar tez savrulur küçüğüm'
Eline,kalemine ve yüreğine sağlık Can gardaş.Aşk öyle bir hançerdir ki,bir saplandı mı yüreğine kolay kolay çıkaramazsın zaten istesen de.O öyle bir yanardağdır ki,ne kadar toprağın derinlerine gömseniz de,günün birinde alev alev püskürdüğünü görürsünüz.Puanın tam.Selam ve sevgiler Dost Kalem...
ÇEKENLER BİLİR
Gönlümdeki sevdâm öyle derin ki,
Bu dipsiz deryâya dalanlar bilir.
Suyu dert mavisi,öyle serin ki,
Tadını bir katre alanlar bilir.
Bir dert ki dertleri başımdan aşkın,
Vuslatın hasreti gönülden taşkın.
Mecnun'a döndürüp,eyledi şaşkın,
Aşkı susuz çölde kalanlar bilir.
Sevdâ bir sofradır can ortasında,
Hep sevgi sunulur gönül tasında.
Özlem kokar hep yaslı dünyâsında,
Bu duyguyu âşık olanlar bilir.
Hasret yazar motif,desen yazıyı,
Yaşlar böler sıla tüten geziyi.
Can çeker kalpteki ince sızıyı,
Ayrılık derdini bilenler bilir.
Nazım İNCE
Tebrikler
Selam ve saygıyla
oysa aşk dediğin paslı bir hançer gibi
saplanmalı yüreğe
çıkarıldığında bile
izi kalmalı
baştan başa sarmalı her yanı
çünkü
zamanın hükümdarlığında
yalanlar, kendine yer bulamaz
ten solar,
gül solar,
ve solanlar tez savrulur küçüğüm.
keyifle okudum
kutluyorum...
oysa aşk dediğin paslı bir hançer gibi
saplanmalı yüreğe
çıkarıldığında bile
izi kalmalı
baştan başa sarmalı her yanı
çünkü
zamanın hükümdarlığında
yalanlar, kendine yer bulamaz
ten solar,
gül solar,
ve solanlar tez savrulur küçüğüm.
keyifle okudum
kutluyorum...
TÜM YORUMLAR (31)