Can tanem...
Metanetin raksIna çağırıyor yine ruhum yüreğimi.Kıyamadım duvak eyledim bulutların buğulu bakışlarını tenime..Mabedimde çığlıklar koptuğu an arz-ı haline sığınışım tamamlıyor eksik yanlarımı..Şimdi yine göğüme yanaşıyor üşüyen ruhumun ateş doğuran yağmurları.Yürek yangınıma attığım her odun beni karanlıkta parıldayan ışıklar demetine çeviriyor sanki.Bilmem ki sen yoksun diye mi gamlı bunca kelime o yüzden mi gam keder kusuyor her dizem can tanem..
Ah can tanem..
Sol yanımda gizli tutamadiğim şemalimin sert kaldırımlarında bitiyor simdi düşlerim.YangınlarIm vuslatIm ruhumun saklı bahcelerinde ümidimi de bertaraf ediyor simdi.Hangi tarafa dönsem meçhul gidişlerin prangalı sessizliklerim.Aya yıldızlara gecenin ayazını anlatırken sabahlar doğuruyor ellerime zifiri karanliklar...Ne zaman tebessümlerin değse gamzelerime gündüzlerin soluk teni yakıyor arşa değen bakışlarımı can tanem..
Can tanem...Ay da tutuk bu gece güneşe..Nakış nakış işlediğim adini yüreğime kaç bileni kaç seyreyleyeni var ki gecenin sabaha el verdigi şu saatlerde.Sen gittin diye mi bunca sessiz Çiglık sen yoksun diye mi gece kararip küçülüyor yıldızlar misali.Buharlaşıp acılarımınn kederlerimin birikmiş tortularımıydı yüreğimi acıtan hatta yakan..Onlar mıydı bunca yangını söndüremeyen ateşin sahibi...
Can tanem..Ask hanem..Atesler saçan gözlerime aşkı malik kılan canım..Bir bakisinla yeniden yaratmalisin beni,ey canimda aski vuslati arsinlayan can..simdi yuregimin anbean yanan yanginlarina verdim gozlerini..issiz efkarini da sakaklarima alip da gidiyorum topragin tek mevsimlik sevgilisini -gunesi-kucaklayan safaklara...
Derviş aşkı yazmaya niyetlenmişti. Her dilde sevmiş lakin hiçbir dilde yazamamıştı aşkı. Öyle ya tarifi mi olurmuş aşkın?
Yazamamıştı da zaten.
Sahi neydi aşk? Bir zamanlar adını bile anmaktan utandıran bir şey miydi ya da gecenin en mahrem anında sevgilinin açılmamış çeyiz sandığı dudaklarındaki sessiz yakarışlarından mı ibaretti, bir dua misali içli içli isteten?
Ya da boz bulanık sellere kapılmış ömrün mabedinde usulca edilmiş bir yakarış mıydı, mahcubiyetin simasındaki gizli susmalar misali? Belki de yoklukların sevilenin varlığına armağan edildiği çaresiz bir veda idi aşk. Matemin yüreğe diz boyu aktığı bir gecede ansızın dökülüveren bir avuç gözyaşıydı. Ya da bulutların buğulu bakışlarını tenine duvak eylemiş bir garip Şems’ti ask. Ayın geceye tutuk olduğu bir gecede sırılsıklam bir zikir idi, fazilet mabedine sığınmış bir zavallının yaradan karşısındaki ısrarıydı ya da...
Derviş de bilememişti, çünkü aşk öyle durağan ve sabit bir şey değildi.
Ölüme bile bile yatmak gibi bir şeydi aşk. Kelimelere sığdıramayışıda bundandı beklide.
Hüznün karasına çaliyor bu gece tum renkler.Ahenksizce ettileri rakslara şahit bu gece gökyüzü.Rahmet rahmet yagdiriyor yine yaradan unutuş kuyularinda sakladigi gozyaslarini.Düsen her damla umarsiz izler birakiyor toprakta,toprakla aci sevismelerine sahit bu gece ay.Herkeste istirap dolu bir emsalsiz şahitlik var bu gece.Ve şahitlerin şahidi de şahit bu selzenişlerin islerine.Anlamina yetisemedikleri cümlelerin pesinden koşmakla meşgul bu gece tüm misralar.Ve anlamsizlik yüklü,her kelimeye adinin harfleri yerlestirilmis,ben Şahidim ben,Ey Şahidlerin şahidi...
Tüm kagitlar gelmelerdeki gizli gidisleri karaliyor bu gece naçizane bedenlerine.Sessiz bir infazin esigindeymis gibi kelimeler,kalemler durgun cinnetler biriktiriyor esiklerinde.Ama ne bir ses geliyor bu yangina uzaklardan ne bir nefes.Her sey hüznün karasina çalinmis bu kara mi kara renklerin aci senfonisinden ibaret bu gece.Ve ne aci bir selzenistir ki o ne duyani vardir onun ne yetiseni...
Sözün bittigi yer kadardir aldigi yol gecenin,yol sen,arayan sen,aranan sen.Şahidsin ey şahid,seni sigdirmak isterken bunca süslü cümleye sigamayip merhametinde israr eden sensin ey Şahid.Karanliklar dolusu çığlıklara şahidsin bu gece,feryadlara,bagirislara ama bir o kadar da susuşlar dolu yakarislara gebesin bu gece ey Şahid!
Yükün agir bu gece,kaldirmaya gücünün yetmedigi yüklere mi sevdalandin ey Şahid! Yapamayacagini bile bile ne diye gonul verdin ki bunca sanciya Şahid'im?
Bak,vefa yüklü sandigin kelimeler kustu once doyumsuzlugunu,imkansizligini.Haydi anlat geceye yalnizligini,zayifligini anlat.Nasilsa huznun karasina calinmis bu renkler bir daha konusturmayacak seni boyle.Sen konus Şahid'im...Ben şahidim yalnizligina,ay şahid,gece şahid,güneş şahid..Ben şahidim ben...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!