Bir adam geçti ocağımdan.Eski bir sevgiliyle hasret giderir gibi günlerime asıldı şiirleri. Dudaklar, kollar, saçlar doluştu kulağıma. Kendime ziyafet çektim usul usul dizelerinde. Ölüm yıldönümü olduğundan mıdır; ocak ayında onu düşündüm bolca.
“Şimdi sen kalkıp gidiyorsun
Git
Gözlerin durur mu, onlar da gidiyorlar
Gitsinler
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin”
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
İşte bu noktada anladım, Süreya’nın şiirlerindeki kübist yaklaşımı. O da aynı kübist ressamlar gibi, (Picasso gibi, Braque gibi) nesnelerin, duyguların çevresinde dolaşıyormuşcasına, birkaç bakış açısından, cepheden, yandan, üstten, alttan bakarak aynı imge üzerinde gösteriyordu şiirinde ayrı ayrı geçen olayları ve nesneleri.
O yüzden “sen şimdi çağındasın yanına varılacak, önünde durulacak, tam elinden tutulacak” dedikten sonra soruyordu sevgiliye:
“ Hangi bir elinden güzelim hangi bir ”
Çünkü “sevgilinin bir eli boyuna ekmek kesiyorken, bir elinde kızlığı duruyor, öbür elinde yetişkin bir günışığı, bir diğer elinde kilometrelerce hürlük tutuyor” oluyordu söz konusu olan kadın, Süreya’nın şiir kahramanı olunca.
İşte tam bu noktada benim için de “kübik şiirlerin şairi” oluyordu Cemal Süreya.
...ve bunlar bir deneme olarak... daha güzel bir izlenim yorumunu hatirlamakta zorlaniyorum su an... hala burada kalmak istercesine... elbette, sadece ve bir süre daha burada kalmak istedigim icin...geometrik bicimlerde gösteren (Picasso, praque gibi) bir sanat akimi ve siir sanatiyla özdek ve özdesligin bu olaganüstülügü...olaganüstü ictenlik, özdenlik duyumu...
...siir...saire...hepsi ic ice... insan icine ne cok sevgi sigdirabilir, bilmiyorum... su an bu iki okuduklarim sadece, icimde kocaman, koskocaman bir sevgi yeri acti... ne güzel mutluluk bu benim icin...
'kübik siirlerin sairi' saire hanimin duyarliginda ne hos bir onure yasiyor... saygiyla öpüyorum sizi...
...siir...saire...sanatlar da birlikte...hepsi ic ice...
Bu bir deneme değil gibi geldi bana!!!izlenimlerinizi anlatmışsınız sanki..
yarın umarım gazeteyi bulacağım aynur... bir hatıra bin unutulmuştan değerli sonuçta !
ben de buraya Haydar ergülenin , cemal süreyaya ilişkin sözlerini asmak istedim. Saygılarımla.
Cemal Süreya Şiir Ödülü’nün sahibi Haydar Ergülen, Türkiye Yazarlar Sendikası Eskişehir Temsilciliği tarafından düzenlenen Cemal Süreya Anma Günü etkinliğinde, Cemal Süreya’nın ilk şiir kitabı olan ‘Üvercinka’ ile şiire başlangıç yaptığını belirtti.
Cemal Süreya’nın, diğer şairler, Ece Ayhan, Edip Cansever, Turgut Uyar ve Sezai Karakoç’un oluşturduğu 2. yeni akımın “beş atlısı”ndan biri olduğunu ifade eden Ergülen, “Süreya, şair olarak değil, bir bakıma ressam olarak bile görülebilir. Çünkü o, şiiri resmeder gibi yazan bir şairdir.
Deneme türünde ürünler veren şairlerin yazılarına ister istemez, şiirlerinden imgeler yansır. Cemal Süreya’nın denemeleri çok daha farklıdır. Bu yönüyle, deneme türüne de çok şey katmıştır. Şairler renklerle düşünür. Ece Ayhan’ı mor, Özdemir Asaf’ı beyaz, Oktay Rifat’ı yeşil, Nazım Hikmet’i kırmızı, Turgut Uyar’ı kahverengi, Cemal Süreya’yı ise mavi olarak düşünüyorum. Mavi, hem kederin, hem de neşenin rengidir” dedi.
Sevgili Aynur, çok güzel bir bakış açısıyla buluşturmuş Cemal Süreya ve Picasso'yu...
Zevkle okudum.Tebrikler, saygılar...Nurdan Ünsal
köprüler müzik cd sinde gülümcanı dinlerken okumak süreya`yı..ve bilinçi cizmek karanlığa aydınlık bir ses gibi..sonrasız bir başlangıç için susmak ve de..
...
elinde uçu
sonrasısını çekersin ipin
karanlık kuyularda/gümüş kırıntıları ışığın
yürümek
kendi yollarında
şarkılarının peşinden
aklına göçebe/kuşları katarak
t.kurt
*sevgilerimle(sevgiler aynurdan alıntıdır)
Oradaydım ve senin gördüklerine baktım. Fakat o kübizmi ben görememiştim. Harika bir şey bu. O geceyi, ortamı ve Cemal Süreya'yı çok iyi resmetmişsin. Kutlarım Şubat sonuna doğru Can Yücel'de buluşmak dileğiyle....
Hani şimdi şiiri resmetmişsin desem içimdeki iki hissi anlatmaya yeter mi sözcüklerim. Dün gece içimi kanatan o şiiri '' Sizin hiç babanız öldü mü'' yü aynı kanamayı yaşayan bir tınıda dinleyemediysem de keyifli bir geceydi. Ve bunu ancak bu kadar güzel bir tek sen anlatabilirdin.
Her resim içinde bir şiiri, her şiir ise içinde bir resmi saklar. İşte en güzel örneği iki değerli isim. Cemal Süreyya ve Picasso. Tebrikler çok güzel anlatmışsınız.
Sevgilerimle,
Bülent KORKUT
Teşekkürler Aynur bu güzel anı bizlerle paylaştığın için. Başarılar diliyorum sevgimle.
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta