Kubbeler ki; üstüne hap dumanlar bürümüş;
Dondurulmuş tabut gibi, sanki mumyalanmış…
Mensupları, zeminine diri diri gömülmüş;
Canlı mevta mezarında; cesetler çürümüş…
Meydan, meyyit pazarı, serilmişler savaşsız;
Sergilerde, insanlık, kaygısız ve çilesiz…
Kesilmiş kocaman kelleler, omuzlar başsız;
Kubbelerde matem var; cemiyet meselesiz…
Boyunduruğa ağır basıyor, tonlarca yük;
Bu yükü kim kaldıracak? Kim varsa çok küçük…
Sırmalı cübbeler mi? Hep omuzlardan sökük;
Kim, kaldıracak kim? ! Kubbeler mi? Hepsi çökük! ....
Yarab! Affına uğrayan, Hazreti Âdem’in,
Balıkta beslediğin, o, kibar Yunus’unun,
Ateşten koruduğun, Hazreti İbrahim’in,
Kuyudan kurtardığın, o, güzel Yusuf’unun…
Yüzü suyu hürmetine, kurtar bizi Yarab;
Güzel Muhammed aşkına, affet bizi Ey Rab! ...
Çilemizin aşkını, bize eyleme sarab;
Kubbeler ki; asrın Yusuf’u, sen kurtar Yarab! ...
Kayıt Tarihi : 14.2.2009 22:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!