Kubbe-i Aşk - Garib Çoban

Engin Demirci
946

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Kubbe-i Aşk - Garib Çoban

Kubbe-i Aşk - Garib Çoban

Gördüğün bu rüya!..
Uykumdan çok önce görülmüştür, gönül maidesi.
Ne demek bu şimdi?..
Bir hayal gücün olduğuna inanan sen!..
Sen var ya!..
Tek birleştirici bilinç karşılıksız sevgi tarafından, hayal ediliyor.
Yegâne varlığın büsbütün akışı olan, hayattaki tüm bölünme, bölünmez olan, O tarafından hayal edilir.
Öyleyse, ben ben O….
Gönül yolculukların yoldaşı sessizliktir.
Soru sormaz, cevap talep etmez.
Sensin yalnızlığımın tek sebebi.
Görelinin, açığa çıktığı mutlaklık zâten.

Ve susan

Ayrılık bir rüya yani.
Bu lafı ikiletmedi gönül.
Ve o gün evi terk etti dünya putları.
Ben ile arandaki tek yabancı.
Nihayet sırrı çözeceğiz.
Evet ama kimin rüyası!..
Eeee o vakit her şey o kadar da ciddi değil?..
Onun ruhunda esen fırtınaları asla anlayamazlardı.
Bir aşk pusulası olsa gerek.
Ha şunu bileydin, şems vakti.
Bir bunu bileydin, Huuu olursun teheccüt vakti.
Gölgede olanın gölgesi olmaz.
0-ı bölemezsin, •-yı delemezsin vesselâm.
Cem oldu ehl-i vahdet, matlûbları rızâdır.
Vahdette buldu lezzet, dil ü cana gıdadır.
Rıza cennetine girmeye mâni ne?..
Zaman!..
Tüm memnuniyetsizliklerin kökü psikolojik zamandır.
Ki zihnin çalıştığı yer tam da orasıdır.
Oysa bir kuşun kanat çırpabileceği
Bir atın koşabileceği
Şu nefesin geçtiği yerde
Yani ayağının bastığı yerde olsan.
Geçmiş yok, gelecek yok, beklenti yok.
Kaygı yok, endişe yok, pişmanlık yok.
Sağlıksız, tutarsız, güvenilmez anılar yok.
Yok burada yok orada yok.

Arası yok...

Karşılaştırma yok ve hasılı hoşnutsuzluk yani rızasızlık yok.
Bu ânın güzelliğini, hayır hayır bu ânın böyleliğini fark edin.
Burada ve şimdi olun.
Cihanda bulmadım bir dost-ı muvâfık.
Muvâfık bulduğum çıkdı münâfık.
Göz gibidir insan.
Dünyayı seyreder,ama kendini göremez.
Hoş başka nerede olsanız hayâl ender hayâl.
Ben koşullarımın bir ürünü değilim.
Ben kararlarımın ürünüyüm!
Şu ırmağı görüyorsun ya...
Şimdi burada aktığı görülen suyu, buraya kadar geçtiği yollardan başka türlü eğip bükseydik burada olmazdı değil mi?..
Elbette başka bir yere akmış olurdu.
Peki aynı su yatağına, en başından bu suyu değil de başka bir bardak suyu bıraksak o da hiç sapmaz.
Tam olarak şimdi burada olurdu değil mi?..
Evet ama pek anlamadım.

İnsan bu...

Üç beş damla kan ve sayısız endişeden ibaret insan..
Yani geçmişte seninle aynı acı-tatlı deneyimleri yaşamış.
Aynı şartlanmalarla şekillenmiş bir diğeri, karar anı denen o kırılma noktasında.
Bunu değil diğer seçeneği tercih edebilirdi de.
Çare aramadım zannetme!..
Ben bütün çıkmaz yolları zorladım.
Sen özgür iradenle bu kararı verebildin öyle mi?..
Aynen öyle, böylece geleceğimi planlıyorum.

Hayır hayır!…

Aslında ortada bir karar filan yok.
Sadece hayat ortaya çıkıyor.
Ama ben bir karar verdim.
Hayır hayır!..
Zihnin tüm şartlandırılmış geçmişi O kararı verdi.
Korkular, güvensizlikler, travmalar, öyle görüşler, böyle sanışlar, kanışlar, yargılar, arzular
O kararı verdi...
Şimdi aşk ile bir dahi sual eyle kendine!..
Bütün değişkenlerden bağımsız olarak.
Sen mi karar veriyorsun.
Yoksa zihin mi duruma tepki veriyor?..
Bilemedim ki şimdi; benim özgür iradem gerçek değil mi yani?..
Kararın, tercihlerin, dahası iraden, senin kadar gerçek.
Ama kesinlik-kalıcılık-varlık isteyen kişisel zihin bu haberden pek hoşlanmaz.
Ve şu kesin gerçeği itirafa pek yanaşmaz!..
Korku, geleceğin ne getireceği bilmemek konusunda rahatlamamı engelliyor.
Kendime-çevreme, kontrolün bende olduğuna dair yalan söylüyorum.
Her karara gömülü nice bin değişkeni görmezden geliyorum.

Ama uyanın artık

Oysa avuntu bunlar, teselli bunlar...
Artık yalan söylemeyi bırak.
Dünyalık putlar biriktirerek kendini kandırmaktan vazgeç.
Yanıltıcı otonom kontrol yükünden kurtul.
Hem ne vakit mükemmel kararı.
Tek başına vermen gerektiğini düşünsen.
Gerisi hep kaygı, hep endişe.
Artık gam yeme!..
Kömür kapkaradır, ateşle bulununca özüne döner.
Burada, kendiliklerinden latif olanların letafeti hep artar.
Senin gönül mescidine bir Maide geldimi?..
Yapılan mescidlerin kalıcı olması gönülden olmalarındandır.
Onun için aşıkların kıblesi olduğu için kabede, mescidi aksa da başka mescidlere benzemez.
Bende kendi Musa’mın elindeki asa gibiyim.
Şimdi olan üzerinde, bir karar yetkisi olansın.
Ayrı bir varlık yoktur.
Gerçek bir belirtisidir belki yaşamın.

Saat geldi

Kısa bir uyku bağışlıyor size anılar.
Bir sonraki nefesi ayarlayan.
İlk gelgitte, işte içindeki Yusuf kuyusu boşanıyor
Hiç bilinmeyen bu güce güven.
Tam olarak rahatla, belirsizliği kucakla.
Yegâne varlığın, büsbütün akışı olan Hayyatın
Sen ifadesini kendiliğinden, hareket ettirmesine izin ver.
Güneşi, yıldızları, ayı yüzdüren.
Ya seni beni de bir güzel yüzdürüyorsa?..
Şimdi!…
Ya Bırak..
Ya sürüklen…
Ve bir dahaki sefere karar vermen gerektiğinde
Önce şu nefesi biraz izleyesin.
Ve nefes alıp verme kararını veren.
Bir sen olduğundan emin olasın.
Yapraklar dans ediyor çevremde.
Zira nefes hayatidir.
Nefes kiminse hayat O/nun’dur.
Nefhâ-i Rahmân soluğundur.
Yanan gölgeler sunuyor sonbahar.
Ve bu gerçeğe uyanış, serbest düş/üş...
Bir iniş yeri olmadığı anlayışı, ay ateşinde.
Sadece bilinmeyene doğru sonsuz bir düşüşte gölgeler güzel.

Düş(müş)üz

Eksiklerim, ihtiyaçlarım hiç bitmiyor.
Bunların hangisi gerçek hangisi kurgu nasıl anlayabilirim?..
Gönlünün meylettiği şeyin sana kısmet olmayışı da ağır bir imtihandır.
Benim değil artık bu yanık uzak görüntüler.
İnsan insana hatıra olarak.
Neden güzel şeyler yerine kırgınlık bırakır.
Allah için seven gönüller aşka yüklü safran çiçeği gibi kokar.
Aslı ihtiyaç, olmazsa olmaz olandır.
Ve varlığın devamı için zaruridir.
Şu anda gerçekten ihtiyaç duyulan tek şey.
Şimdi sahip olunan.
Yani şu anda üzerinizde görünen şey.

Unutmayın!..

Düşünürseniz, acı çekersiniz.
Oysa ben ay dedeyi başına bombalar düşen çocukların üryan uyuduğu yere gitmesini isterdim.
İnsanlığınızdan şüphe ederseniz, delirirsiniz.
Hissederseniz, yalnız kalırsınız.
Çocuk kabirlerinin izleriyle nemli gözlerim.
İçinizde bitmez tükenmez bir gizli hazine var.
Her an, neyin zuhûru lâzımsa biricik lütuf kaynağımız.
O anda, bütün imkanları ile sırf onun için yayında.
Zâten hiçbirimiz varlığımızın en derin seviyesinde.
Aslında şu ya da bu şekilde olmak istemiyoruz.

Rüzgarların çobanı

Aslında gerçekten özlediğimiz şey, şöyle ya da böyle olmamız gerektiğini düşünmekten özgür olmaktır.
Ve işin ironik yanı.
Umarım düşüşlere, ihanetlere ve yenilgilere rağmen rüzgarın yollarında yürümeye devam edebiliriz.
Çünkü hikaye devam ediyor.
Şu anda zâten, olduğumuzdan farklı olmamız gerektiği izleniminden özgürüz.
Heyhât öyle sanmalarımız yok mu?..
Dünya sana kim olduğunu sorar bilmiyorsan öğretir.
Yeter ki şu an, nefes alınabilecek, adım atılabilecek, yegâne yerde olalım.
Duymuyorsun bile benini, karışmış putlarına yalnızlığının bağırışları.
Yani burada bulunalım, olanın olmamasına imkan yok.
Ağlarını çeken balıkçılar gibi insan.
Tutsak rüzgar, yankılanan sönen ışıkta çoktan, azların kalmış.
Acı acı üstünde geliyor sanki.
Ve olan, olması muhtemel şimdiki an ihtimalleri arasında en mükemmel olanıdır.
Hâsılı alternatif bir şimdiki an imkansızdır.
Ölülerini çağırıyorsun belki.
Ayın yumuşak ışığı vurmuş suretine.

Hiç acımaları yok kendilerine

Nerden mi biliyorum.
Farkındaysan kendini feda etme!..
Yürüyor mutlu sevgililer, bu sonbahar akşamı.
Elleri kollarıyla tamamlıyorlar yârım sözcüklerini göz göze gelişleri.
Bütün film, tek bir güçle oynar.
O gerçek engin gönüllü karşılıksız sevgi(li)yi kaybetti.
Ben ise gerçek sevgiye olan inancımı.
Ve O'nun hiç bir eksiği yok.
Aşkla ilgili önemli olan şey, sürdüğü sürece sonsuz olmasıdır.
Peki şimdi bir anda mutlu olmak ister misin?..
Şimdi olandan başka bir şey isteme!..
O'nu da ezelden beri bekliyormuşsun gibi.
Büsbütün zevk eyle.
Yolcuyuz, yoldayız,
Amma yolun neresindeyiz bilmeyiz..
Bir'den gelir, yine Bir'e gideriz.
Yolcuyuz, yoldayız!..
Amma yolun neresindeyiz bilmeyiz..
Bir'den gelir, yine Bir'e gideriz.
Bu dünyada bende varım.
Güneşin etrafında dönen gezegen değilsin. Güneş olmaktan vazgeçme.

Kendine t/uzak dünyaya yakın yaşayanlar.

Ve bir gün herkes sevgiye değiştikleri putlarıyla terkedilmiş bir eve.
Yaşam ne denli gecikirse geciksin, ölüm hep zamanında gelir.
Duasız üstünde otlar biten mezarlara benzeyecek.
Burası dünya!.
Dışı harâbe, içi hâtıra dolu insanlar yurdu.
Kendisini sevemeyen başkasını sever mi?..
Ve sen bırakamadığın toprağa emanetsin.
Yapayalnız kaldın bu kadar putların arasında.
Ürperirim senin ürperişin belki de.
Bu geçmiş'in geçme'miş yaralarına evet deme!..
İlgisi dünyaya olan, karşılıksız sevgisi olana güvenir mi?..
Sevgiyle kendi fotoğrafını çekemeyenler, değersizlik hissi içinde sosyal medyanın dizaynına köle olur.
Başkası değer versin diye, sevilmek için sevme çukurunda.
Sonra birden hatırlarsınız ki; her ölüm zamansızdır!..
Dünyalık kaygı, korku bulutlarının peşine takılanlar, kendi içine ulaşamıyor.
Beklentileri olanı görme, tükenmiştir o.

Ne yakınıyorsun dünyaya!..

Teheccüt vakti kendi yağınla kavrulurken, sems vakti dünyalıklar arasında ihtiyacın alışkanlık olmasın.
Sağ gözünün sol gözüne faydası yoksa, onlar kim?..
Korkularıyla yüzleşmek için kendine ihtiyacın var.
Nefes almaya başla, tükenmiş insanlardan uzak dur, evet değil.
Artık kendime hayır diyorum.
Önce can, sonra canansa, bütün öykün güzeldir.
Mezarlıkçı bekçisine, ne zaman geçer dedim.
Ey garib çoban makamı Süreyya’yı buldunsa.
Bir Yusuf, bir Nuh kıssası gibidir hayat aklını başına topla!..
Cümle halka rahmet olana eyle salavat, rabbi hizmet hakkı için Huu de sus.
İşte o vakit aynadaki insan sensin, vesselam.

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 24.10.2024 01:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kimi iyi bir dost olduğumu söyler. Kimi ise soğuk ve mesafeli der. Aslında beni anlatırken herkes, hak ettiği resmi çizer. Goethe

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hamiye Gül
    Hamiye Gül

    Derin muhteviyatiyla anlam yüklü şiirinizi tebrik ediyor, kaleminizi selamlıyorum şairim.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Tarifini ettiğimiz,
    Gözümüzün algıladığıdır,

    Daha "içini", derinini
    Ancak "gönül gözüyle..."

    O da sevilince
    Sevince...

    Tebrikler Engin Bey.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)