Kuaför salonun önünden her geçişimde
Seni görüyordum
Seslenirdin bana
Kuaför salonuna her girişimde
Hep şey vardı üzerinde
Çıplak omuzlarında ince askılı
Dekolte bir elbise
Renkler değişirdi
Elbise değişmezdi
Mevsim yazdı
Hava sıcaktı
Sütyen giymezdin,
meme uçlarından belliydi
Hava çok sıcaktı
Koltukların, boynun, alnın
Ve elbisenin ıslaklığından belliydi
Memelerinin altı terlerdi
Yeni taşınmıştık mahalleye
Yeni taşınmıştık Bursa’ya
Mevsim yazdı
Okulların açılmasına vakit bir aydan daha azdı
Simit satıyordum
Sen benden simit alıyordun
Köyden yeni gelmiştim
Ne çocuktum, ne gençtim
Yoksuldum, cahildim, ürkektim
Çelimsiz vücudumla
Sivilce dolu suratımla
Büyük burnumla, çirkindim
Ancak bütün bunlara rağmen
Sen diğerleri gibi hor görmezdin beni
Küçümsemezdin
Konuşurdun benimle
Dahası sen beni dinlerdin
Farklıydın…
Omuzlarına düşen uzun sarı saçların vardı
Hiç topladığını görmedim onları
Hep omuzlarındaydı o güneş misali saçların
Farklıydın diğerlerinden farklıydın işte
Camda perdeler vardı
Güneş içeriye sızmazdı
Vücudun dolgu tenin beyazdı
Kocanı hiç görmedim
Parmağında yüzük görmedim
Ama küçük bir kızın vardı
Saçlar o parlayan saçların
Gözleri o yeşil gözlerin
Ki ben senden önce yeşil gözlü bir kadın görmedim
Bizim köyde yoktu, yahut ben fark etmedim.
Farklıydın, bir prenses olmalıydın
Aynı değildik seninle
Sen insan üstü bir şey olmalıydın
Hep seni düşünürdüm
Hep seni düşlerdim
Onbeş değil otuzbeş yaşında olsaydım
Yani senin yaşında olsaydım
Altımda lüks bir araba
Yeşil gözlü, yakışıklı, zengin bir adam olsaydım
Hani müşterine gösterdiğin o mecmua sayfasındaki
Hani o uzun boylu, o çocuk yüzlü, o sarı saçlı
O yeşil gözlü o hayranı olduğun
Gözlerinin içi gülerek o hakkında konuştuğun
O artist gibi olsaydım
Ve sen de bana aşık olsaydın
Oysa tanrı herkesi eşit yaratmaz
Bazılarını esmer, çirkin, yoksul ve geç yaratır.
Yani ben seni görüyordum rüyamda
Sen o artisti
Sana tüm zamanların en güzel şiirini yazmak isterdim
Ve ancak bu konuda o artisti geçebilirdim
Olmadı yazamadım
Olmadı yüreğim, aklım yetmedi, yazamadım.
Senin çocuğun vardı
Benimse çocukluğum
Hiç yaşamadığım çocukluğum
Şizofren bir babanın oğluydum
Güneydoğudan kaçmıştık
Anarşiden kaçmıştık
Yoksulluktan kaçmıştık
Suskundum, öfkeliydim
Bu şehre bu mahalleye gelmemeliydim
Seni görmemeliydim
Bu dünyaya gelmemeliydim
Sonra sonbahar oldu
Okuldan eve dönüyordum o caddeden
Kuaför salonun önünden
Kuaför salonuna baktım
Ve yüreğimin en çatlamaya müsait yerinde
Bir deprem oldu
Altında kaldım kuaför salonu üzerimde bir enkaz oldu
Sen orayı kapatmıştın
Başka bir şehre taşınmıştın
Keşke seninle hiç karşılaşmasaydım
Keşke bana kötü davransaydın
Hor görseydin, aşağılasaydın
Bana iyi davranmakla
Bana gülümsemekle
Beni dinlemekle,
Benimle konuşmakla
Ömrüm boyunca taşıyacağım bir yara bıraktın bana
Çünkü ben bu halimle
Ancak bana bir hayal olabileceğini
Ve bana hiçbir zaman o artist gibi bakmayacağını anladım
Anladım ve yirmi yaşıma kadar seni hatırladıkça ağladım
Şimdi nerede bir kuaför kadın görsem aşık oluyorum
Hepsinin gözleri yeşil oluyor saçları sarı
Ve en kötü fobimdir artistlerle dolu mecmua sayfaları.
Kayıt Tarihi : 24.7.2015 17:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!