Duyulmuyor dualarınız
Hayır
Ayak sesleriniz
Bağırışlarınız
Hayır
Hiçbir şey
İçiyor musun?
İçiyorum
Yine mi?
Yine
Amına koyduğumun şarapçısı
Ben de seni seviyorum
Derin mavi gökyüzü gibi
Evimde hissettiriyorsun beni
Okyanusa düşmek gibi
Gözlerin
Hiçbir kara yok uzaklarda
Yalnızca bulutlar
Yıldızlar geçip giderken gökyüzünden
Ve ay gökyüzünden inerken yeryüzüne
Ve milyonlarca gözyaşı düşerken insanoğlundan
Ve milyonlarca feryat inletirken gökyüzünü
Ve milyonlarca sarhoş sekiz çizerek türkü çağırırken sokaklarda
Ve milyonlarca işçi hâlâ kıvranıyorken makineler arasında
Dünya'nın öbür yüzünde de
İnsanlar ağlıyor mu?
Kargalar elektrik tellerinin üstüne
Konuyor mu?
Serçeler,
Balkondaki ya da
Turnike,
eski stetoskop borusu
Enjektör
bulamıyor mavi damarlarımı
ve giderek kayboluyorlar
paslı iğnenin altında
Saat sabahın dördüydü
Yanıbaşımdaki telefon
Bir tsunami sireni gibi bağırıyordu
Başımda inanılmaz bir ağrı vardı
Sanki tüm sinirlerim
Ayaklarımızım altındaki levhalar gibi
Parlak sokak lambası kadar ışık verdim
Ve çatı katındaki bir kedi kadar ses çıkardım
Tuvalet camındaki kumru kadar
Tıkalı borulardan yuvarlanan meni
Aynı kaderi paylaşıyor benimle
Viski akıyor boğazımdan
eski bir asansör gibi
Ve sigara giderek eriyor,
parmaklarımın arasında
beş para etmez zaman gibi
Ve kapalı, garajın kapısı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!