vakit irişti, kuzeye vurdu gün
birden kızıştı baharın ışıklarıyla toprak
buğusu tüten o çoşkuyla göverdi her şey
soğuk sırmalar söküldü, açıldı gizem kapıları
yapyalın bir yağmur indi sislerin ardından
vakit irişti, kuzeye vurdu gün
çözüldü buzlar, kuşlar yayıldı tundralara
sokul, sokul, yakın olsun gördüğün!
vladimir ilyiç lenin sağ mıydı o zaman?
günün ağaran vaktiydi
binyılların ardından
usulca uyandı kar altında insanlar
gümüş çizgileriyle yapayalnızdı kışlık saray
o baykuş öttü, son ıslak yele verildi
leon troçki sürgün müydü o zaman?
baltık'ta hangi batıklardı dipsularında soluyan
hangi işçiler uyukluyordu metroda
hangi trenler sızıyordu baldırına sibirya'nın
unutulmuşluğun o ıssız kahrıyla
sürgünlerin yüreğine işlenirken gül döğmesi
vladimir mayakovski tabancasını doldurmuş muydu o zaman?
o yitik ütopya, unutulmuş av akşamları
inceldi zaman, kopacak gevildiği yerden
sokaklar sesi tanıdı, alanların üstünde kuş bulutları
hoyrat bir poyrazın dondurduğu dudaklar çatlıyor
oraya dokunma, yosif, yosif stalin
ağzımızın kıyısında pıhtılaşan
mihail gorbaçov doğmuş muydu o zaman?
abdaldı
söz uğultusunu boşluklara okuyan
maviydi gözleri, bizim yalnızlığımızdı o
ve büyük büyük bakmışlığımız dünyaya
tarihi kime ağdırıyordu yazan?
nazım, vera'ya tutulmuş muydu o zaman?
ünledik, dünyayı çağırdık şölenimize
bir düş seliydi sürüklendiğimiz
inerken o gençlik yamaçlarından
suskun ve inatçıydık, alabildiğine kahraman!
deniz'leri asmış mıydık o zaman?
Hüseyin YurttaşKayıt Tarihi : 11.9.2001 13:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!