Kristal Son Ölecek Kanatlar

Oylun Pirolli
13

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Kristal Son Ölecek Kanatlar

Kristal Son Ölecek Kanatlar

1

kül tadı kadar gerçek ölüm
dar uykularda yaşar sancısını.
bu şarkıcılarının bir opera bulamamış halidir hüznün.
ben seyirciyken kendi alkışlarıma,
kendini yuhalayan parçasıyım bu bütünün.

var olmak ad’ımdaki yokuştur.
hayal kırıklıklarına vakit ayırırım bir müzisyenin usta ağrıyan parmaklarında.
artık nerden bir “nasıl” ve “ne” bulunur gün’ü gece’den koparmaya
saygısızca başımı eğiyorum;
bir ‘dur’beni işaretliyor.
altımda çizgiler....
teğet geçtiğim ve kesildiğim çizgiler....
sevilebilir mi gözyaşı, en acıklı şarkısını söylerken tutunmak,
ağlamak yok! günleri haksızlığında.
kış ardında koşuyorum yıllardır;
farkındasız ayazın!
boşlukları dolduruyorum sobelediğim yerde, doldurdukça çoğalıyor boşluklar!
gittikçe an’a benziyor gelecek saatlere fiil çektiğim tüm zamanlar
ellerimi uzatıyorum; kayıveriyor ellerim kirli oylumundan hayatın.
hatırladığım tek dünü yarım bırakıyorum bir leke yüzünden.
sarı bir tavan çöküyor tam serinliğimin üstüne.
şimdi bir ‘dur’desem, suçluluktan ölür yarınlar.

2

bir-kaç gökkuşağı, şehirler arasında uzanmış ölümüne sevgilerin..
bilirim de bir hançer gibi kör kendini bıçakladığını,
yine vazgeçmem bu dönüş yollarından arsız görme hevesimden.
“ne anlattım, kim dinledi bilinmez” diyerek başlar; esrik hanlar kurduğum...
birileri yol masalları yaşasın, birileri yalnız ölsün diye bu masalların hüznünden.
gecikmiş dinle! ler hangi suç’un dizesine yakışır?
yalnızım ama tınlıyorum kendi finalimde
senlere ‘sen’diyememenin içe dönük tiz çığlığı gibi
pembe pembe sızıyor
düşlerim salya kıvamında gerçekliğime.
en korkuncu bu işte!
daha da var’olacağım çoğalarak
yok’luğumda duvarları örerken.
çürük düş kıvamında yorulacak
kendime koştuğum yokuşlar.
susmak mayınlı olsa da,
mecnun ayaklarımın tanrısı yollar!
bu’dur azınlığımıza kurtların uluduğu çoğalmak masalı.
duy da kendine yeni bir tanrı seç!
bunun için hüzün’dür, sevgilerine dilsiz çocukların,
eksik sözlüklerdeki ölüm ariası!

3

ey sanat!
yapıştırdığını tekrar kıran ve kırılanı yapıştıran tek hayat!
sana koşuyorum; gün şikayet niyetim
tek aydın düşmanıma; beni onaylayan ve haklı çıkaran.
duvarlarımdaki resimlerin orda olma nedenlerine,
seçilmiş negatif anların fotoğraflardaki pozitif kişiselliğine,
iyi şiirlerin, kötülükten gözü köpürmüş ‘’nasıl yakışır’’sahiplerine,
diyecek önemli şeylerim var:sanat derin bir şizofrenide! ..
fareler yiyor sanatın özgür çığlıklarını.
fareleri, fareli köyün kavalcılarından kaval yaparak kovuyorum köyden.
kırılıyor kalemim,
kalem tutan yerlerimden
vazgeçer gibi yapıyorum ısrarlı öfkemde
hastalığı boğmak için!

şimdi şiirin adı şiir, şairleri ‘kim daha? ’’ köyün fareleri.

kaldı mı sıkışmış hayallerinizde bir iyiliğe göz yumacak kadar hayal kurmak bu derin hırçınlıkta?
seçtiniz mi gecikmiş tanrınızı?
kaldı mı yapacak bir şeyiniz kendinizi öldürmekten başka?
siz susun sevincinizi hüzün saydığınız ‘’çığlık ben’’de!
bir dakika ‘sevmek’molası!
kusup geliyorum kendi içime!

Oylun Pirolli
Kayıt Tarihi : 15.10.2006 03:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ömer Turan
    Ömer Turan

    çok farklı..öykümsü..tebrikler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Oylun Pirolli