Kristal Çekmece Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kristal Çekmece

Asılıp çekerken zaman kendi dişlerini;
Büyük kerpetenin ağzı kapatılıyor bir elde Ve daha da sıkılmaya çalışılıyor,
Küçük, üst üste uçları kargacık çeliğin, yaymak onu daha enlemesine
-Daha çok yerleş, daha sıkı tut, daha çok! …
Pırıl pırıl, ışıl ışıl, en yekpare bir yılbaşı görsem de öyle ölsem.
Ete diş geçiren pamuk şekeri
Yavaşça bırakıyor kendini
Pırlantalardan oluşma her tarafı o yüksek ahşap merdivende,
Çimlikteki malikanenin merdiveninde,
İçerde.
İnerken çıktı
Ve bir yerde, şimdi, bir avizenin içinde.
Işıklar yanıp sönecek;
Bir yılbaşı daha geliyor.
Gene bazı endişeler olacak;
Oranın buranın tepeleşmemesi temennisi gibi, 1 gece sükseye seksen günde alem.
Anladım ki, kristal çekmecenin içindedir
Yukarıda hazine gibi duran avize.
Şıkır şakır oynuyor
Ama balıklar gibi, hep bakıyor,
Hep bakıyor.

Evraklar koymamalı
Gelecek bir zamanda,
-Evraklar koymalı, evraklar koymalı! -
Hiçbir şey, alabildiğine tenha olmalı ve düzenli,
Gözlerimin önünde uçuşuyor hafsala.
Dönerek geçiveriyoruz döner kapıdan
-Dönerci ustası hayvan kesiyor, dönerci hayvan kesiyor! -
Kalıyoruz orda, çıkıyoruz azardan.
Kolum bu devrede olaya girişken;
Ben çok çıkıyorum, az kalıyorum
-Sürükleyen bulanık hayatla da iletişimimi kaybetmiyorum
Devamlı geçmişte yaşayanların türdeşleriyse
Garip bir üstünkörü ama tuhafça da yarı-bilinçli-
Makarna gibi uzarken olay ufkunda ışın

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 22.11.2010 01:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça