çıplak su ağaçları gibi tarihsiz büyüdü bu kent
hep fazlasıyla istedi öbek öbek yuttuğu hüznü her dem
şarap şişesinden bir yükselip bir inen
şüpheci çığlıklarıyla deli gömleğini giydiğinde yine
karanlığındaki tuz dişlerindeki can
duvarı kanatan bir matkap deliğince
derindi yüzeyinden taş boşluğa sunulan düşün
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman