Bin bir gece masalları anlatır şehir
kralın gazabından kaçan güzel kız İstanbul
İstanbul olunca
yaşayamadım
seni doyunca
dönüşürken Boğaziçi pırlantaya
bilmem kaç kırat
aya
inat için
bir gelin arabası süslü püslü
plâkasında mutluyuz yazan
bir gelin kız
İstanbul
İstanbul mevzu bahis olunca
ilk bahar da bir başka uyanır
sabahlarına
baş döndürücü bir hızla geçer koca yaz
batırıp fırçasını pastel renklere
ressam titizliğiyle
boyar kendini
deniz dalga dalga vururken kıyıya
başlar yaprakları sararmaya devasa ağaçların
gün batımı kızıllığında
yaar yar saçların lüle lüle
İstanbul sevgili yarim
uzatıp kuğu boynunu Piyer Lotiye
Eyuba ağzında mırıl mırıl dualarla
karışırsın trafiğin uğultusuna
sonra da sırtını dönüp adalara kuş bakışı
mavi gözlerinle kısık
anlatmaya devam edersin bin bir gece masallarını
gece olunca
sabah oldu çık
çık yarinin koynundan
İstanbul
başlıyor göç mevsimi
vedalaş Martılarla
beni de al koynuna
saklandım bodruma
sen ebesin bu sefer hadi bil bakalım
nerdeyim
İstanbul
ara beni
bul beni bul
İstanbul
29/Nisan/2010/Perşembe
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 29.4.2010 21:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

bu yuzden istanbul siirlerini hep okur yazanlara da gipta ederim.
sizin
'Kral/ın dehşet entrikası' siirinizde cok sempatik bir istanbul siiri olmus.
saygiyla...
TÜM YORUMLAR (2)