suud kralı bu bilir işini..!
altın klozete yapar çişini.
........................(bilmese kral olmaz......!)
dede den kalmadır huyu..
avrupa dan gelir suyu,
........................(zemzem boğazından geçmez....!)
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Özür dileyerek aklıma gelen bir atasözünü hatırlatayım tüm dostlara(Sen eşek olursan mutlaka semer vuran bulunur) Şiirinizi beğenerek okudum.Sizi kutluyorum.
şair dizelerde ne yazmışsa doğru yazmış.kral bu halkın başına bela..hemde ne bela....kutlarım şair....
OKURKEN TEBESSÜM ETTİREN AMA DÜŞÜNDÜREN MESAJLARLA DOLU ANLAMLI VE HARİKA BİR ŞİİR. TEBRİKLER USTA KALEME. SAYGILARIMLA....
Çok güzeldi...Tebessümle okudum. Tebrikler
senden büyük Allah var....hoş bir taşlama olmuş tebrikler..
miras babasından kalır,
petroldendir sade gelir.
.........................(çalışmak işine gelmez..!)
...............................................
Bence en gerçek KRAL, çalışarak alnının terinin ıslaklığında parasını kazanan ve bilgisinin büyüklüğünde büyüyen yüreklerdir..
Güzeldi..
SEVGİLER....
Yoluna kurban olduğumuz batının cihan savaşından sonra ürettiği derebeyliktir kıral...
Ülkemiz batı yollarında ömür törpüsü harcarken, cetvellerle bölünmüş ülkeler yaratırken, başlarına krallar dikerken, batı hep kendine kapu kulları ararken, günler gelip geçti çağdaşlık mağdaşlık derken.
Ne fark eder? Batıya kurban olanların adları, makamları şu olmuş bu olmuş..
Başkalarını ne gördüğümüz değil ki önemli olan... Bizim de ne olduğumuz değil mi?
Birinci dünya savaşı.... Ortadoğunun işgali.
Birinci dünya savaşı sonu.. Ortadoğunun paylaşımı.
20. Asır. Ortadoğu ülkelerinin batı yollarında ömür tüketmesi..
Adı da çağdaşlık ve modernlik ülküsü...
Panaroma bu değil mi?
harika, yürekten tebriklerimle
kaleminiz daim olsun
kral bu ;
bir büyük bir de küçük...
verir hediyesini
ne anlama geldiği
belli olmayan..
Belli ki..
Görür onlarıda paylaşılması gerekilen....!
Kimbilir geleceğimizi bilir
belki biz uyurken gören.!!!!!
hicvinizi kutluyorum..
GECENİN EN KEYİFLİ ŞİİRİNİ OKUDUM...:))
KRALLAR KRAL GİBİ YAŞARLAR
YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
AKTÜEL RASTLATISIYLA TAM DA YERİNE OTURMUŞ ŞİİR. VE ÇOK HOŞ BİR HİCİVLEME OLMUŞ.
KEYİFLE ZEVKLE OKUDUM.
AYRICA ERKEN OKUMAMA VESİLE OLDUĞU İÇİN DE
İSMAİL ÖZDEN HOCAM'A DA AYRICA TEŞEKKÜRLER..:))
SEVGİ VE SELAMLAR
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta