Kozmik devrim sonrası dünya düzenini Anadolu da Türkler değiştirecek.
21 Aralık 2015 tarihinde Anadolu da başlayan mahşer tufanı sonrası dünya yönetimi Türk'e geçti ve silahını kapan Anadolu'nun etrafını kuşattı.
Tümü soykırımcı ve kanlı doğal kaynak soyguncusu batı sömürüsü adına yeni bir dünya savaşı çıkartmak ve üzerine şer imparatorluğu kurmak içindi.
Evrensel adalet buna izin vermedi.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Devamını Oku
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,



erciyesten elbistanın gökyüzüne,
kavisli bir kuşak atan ebemkuşağının,
mordan başlayıp diğer renklerini
üstten seyrederek sevinmek,
muhabbete vesile sayıla dursun,
dünyanın dışına çıkabilen yegâne renktir aşk;
hastaydım adam akıllı,
ve uykusuz kalmıştım günlerdir,
solgun yüzünüzdense nûr saçılıyordu,
dudak uçlarınızla gülümseyebiliyorken,
hep olduğunuz gibiydiniz siz,
ne bir noksan nem bir fazla,
hüzün çehreliydiniz,
adımlarınızsa sürekli ahesteydi ve,
bu dünyanın ne yanında olduğu belirsiz,
ancak vatanı besbelliydiniz…,
ve gök girsin kızıl çıksın ki,
ay yıldız olur her yön teşrifinizle,
ömür ve nesil israfının harman yerinde,
yanık buğday suretinize düştüm,
dalından kopan bir iri çınar yaprağı gibi kupkuru…,
hekim parmaklı ellerinizle,
gönül atlasınızda diz dize olmayı işaret ettiniz,
incitmeden bu gazeli…
ve tavsiye ve ihtaren;
artık yeşermek yerine,
saklanmalısın buyurdunuz üç kat perdelice,
yüzünüz gülüyordu sımsıcak gülüyordu,
bir imbat esintisiydi teşrifiniz,
ve biliyorum,
envaî mülevvesliklerden kirli yüzümü,
aydınlık görmek için sabırsızdı gözleriniz,
ve yaz sonundaki üzerinizde olan o kışlık
kalın giysiler arkasından seçebiliyordum,
ağır yükünü omuzlarınızın…,
bir posta güvercini gibi yola hazır,
huzurunuzdaydım o hastane köşesinde,
yudumluyordum bakışlarınızı dalgınca,
ilaçlar ve teskin ediciler tesirsizdi,
gözlerinizin açtığı gönül yarama…,
içim…;
içim acıyordu içim,
neden o an;
kırkımdan sonrasında olduğuma…,
ve sizse yine o mazlum tavrınızla,
hangi kan grubunun analiz sonuçlarına bakıyordunuz,
kim bilir…;
ah suskun/um...,
yavaş yavaş iniyor yüzüme,
siyah kadife perde
ıslak kara püsküllerinden;
ve şakaklarım üşüyor…,
yaradanın herkese uzanan ve
ışıldayan kolları vardır,
anladım ki;
umut insanın en karmaşık güzelliğidir,
peki o halde dahi,
içimdeki şeytanın yollarına,
kırmızı halılar seren kim…
ki sonunda tükürdüm kalbimi,
ağzımda çivit mavi boya tadı,
süzüldü gözyaşı gibi,
dudağımın kenarından çeneme,
veremli bir aşkın ağzından,
gül kusması misal...,
bakışlarımı yaşama diktiğim gün,
kara kuru,
soğuk bir şubat öğlesi,
kanadından yedi tüyü yolunmuş martının,
doymuştu kalbi özgürlüğe…,
kafese susamıştı...,
ah,
ve kundaklayıp yazgımı
bir cami avlusuna bırakamadım…,
dinmek de bilmedi yasım,
ki hiç mi uzanmaz irşâd/işaret ehli ellerin,
kalbimin üstüne yârenim...,
nasıl ki ölüm erenler meşrebidir,
ve nasıl ki merhum ve merhumeler,
erlerce defnedilir…,
nûr içinde yol al kabrinde sen de,
faili meşhur bir menzile kurban giden,
alnı kınalı ve kozmik aşk,
ah;
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta