(Ahmet Özhan – Biraz Kül, Biraz Duman nerelere götürdü...)
...
Mecnun bir köye girer... “Leyla buradan gelmiş geçmiş..” derler... Bir kenarda mikin miskin yatan köpeği yakalar, köpeğin gözlerini öper... Öper, Öper... “Neden köpeğin gözlerini öpüyorsun Mecnun” diye soranlara “O gözler Leylayı Gördü...” Dizeleriniz hiç ilgisi olmamansına rağman bu hikaye’yi hatırlattı bana... Devamında bir küçük hatıra daha... Ticaret Lisesi’ne Adana’dan gelen ve aklımı başımdan alan biri vardı... O zamanlar böyle ortamlarımız yoktu... Yanıp tutuşuyoruz ve okul bitene kadar tek kelime konuşamıyoruz.... Ne zaman karşılıklı burun buruna gelsek, iki dilsiz ve zangır zangır titreyen saf aşık... En yakın arkadaşım “Lan oğlum o çarpık bacaklının neyine tutuldun Allah aşkına...” demişti bana... Ben omuzlarına dökülen saçlarına, hatta sadece bana buruşturduğunu gördüğüm burnu na değil de yüreğine vurulmuştum... Yirmialtı yıl sonra yiğenime “benim için ölüyordu şiirler yazıyordu amcan şimdi ne yapıyor dediğini duyduğumda... Yine o titremeye tutulmuştum...
....
“Tarif edilemez ki sevda denilen meret
İki gönül, iki dünya... Bir macera gerisi...
Kavuşmak sıradanlık, kavuşmamak boş gayret”
Diyordu, gözlerime bakarak; Köyün “Zal” serserisi.
...
Dedim lan gel anlat... Bak iki boğma senin
Ben, Sen Koca Ceviz, bir başkası asla bilmeyecek...
Neydi sırrı de hadi, o Emine’nin gözlerinin
Kırk yıldır gelmemiş, bir kırk yıl da gelmeyecek!
..
İşittin mi lan angut.... Mecnun hikayesini
Dedim anlat ki öğreneyim dilinin kinayesini...
...
Mecnun çöl çilesini tamamlar... Köyüne dönmektedir... Bakar ki yeni bir mecnun darmadağın çöle doğru seyirtmektedir... Yakalar sorar... Kimden kaçıyorsun... “Leyla’dan” der yeni mecnun... Ben o Leyla’ya kavuşamadım diye yıllarca çölde gezdim... Leyla’dan neden kaçıyorsun? “Ben onun kocasıyım...” der yeni mecnun... Sigaram düştü elimden... Anlayacağımı anladım lan Zal Serserisi... Al Gamze pınarından taze taze iç.... Kapat şişeleri sana çay demleyeyim... O gün akşama kadar çıtı çıkmamıştı bir daha...
...
Bak akşam oluyor gene, sen şimdi gideceksin
Koca Ceviz, Aşiyan, ben ve yalnızlığım kalacak...
Ne isterim, ne beklerim, sen nerden bileceksin?
Kozan Kalesi ve bütün yıldızlar hüsranıma dalacak.
...
Yılgın Yağmur boş değil... Sor fareler anlatsın
Balıklara ekmek at... Baykuşlara aşkı sor...
Çöz ki şu Hilal’in dilini, gözyaşını damlatsın
Karanlığı oku ki, gecenin şafağına, aşkı yor.
..
Aşiyansız, 30.06.20 – 23.22 Y.Y.
................
Kayıt Tarihi : 1.7.2020 00:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nebi Ünler](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/07/01/koyun-zal-serserisi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!