Köyümüz Erenyaka Şiiri - Hasan Özçelik 2

Hasan Özçelik 2
211

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Köyümüz Erenyaka

Resmi gayıtlar der; bin beşyüz otuz,
Köylüyüz, o günden bu yana varız.
Çok söze hacet yok, kısaca deriz:
Dünyada bir cennet, işde burada.

Altıyüz rakımda gurmuşlar köyü,
Oğuz atamızdan, Kayı’dır boyu,
Dedesi Selçuklu, Osmanlı soyu,
Vefalı Türk dersen; işde burada.

Köy kurucumuz; Şeyh İdris hocaya,
Güccük, beyik, orta yaşlı, gocaya,
Minnettarız er, gadın ve bacıya,
Saygı, sevgi, değer; işde burada.

Marla ilçesinde bir Viranyaka,
Örenyaka, dendi, son Erenyaka,
Beş yüz yıldan bari hep düşe galka,
Bu şirin köyümüz; şindi mahalle.

Cemeller, Mahmutlu, Daşlıca, Fersin,
Işıklar, Cendeve gomşusu dersin,
Guş gibi uçarsın, dağ gibi hürsün,
Uzun ömür yaşa; gel de burada.

Devrent boğazı girişinde gurulmuş,
Şam ormanı, makilikle örülmüş,
Neden köye Erenyaka, denilmiş,
Medrese, müderris; işde burada.

Kim varmış burada derseniz eğer,
Rasih Kaplan hoca (!) bilseniz yeter,
“İlim kaybedilse yazar” denilmiş,
İlk Mebus Meclisi, vekil seçilmiş.

Orta alan, Habaşa, Olukbaşı,
Miyar alan, Ferfeci, Devretbaşı,
Hacatgana, Gökmiyar, İrmikbaşı,
Bilinmez gözellik; işde burada.

Yüzelli haneli bir şirin köydür,
Asarardı temel atdığı yerdir,
Diğer köyler gibi halkına dardır,
Bu yüzden kente göç; hızlı burada.

Ekeller, bekleller bir beyaz darı,
Bir marka adayı; Söğürtlü narı,
Gelinler bekleller gurbetten yâri,
Bitmeyen hasretlik; işde burada.

İlim, sanat, köyün ana hüneri,
Olukbaşı köyün ana pınarı,
Kente göçtür, köyün ana kanarı,
Hasret, sıla, gurbet; işde burada.

Değişdi zamanla işlerin rengi,
Gençler yad ellerden arıyor dengi,
Sorarsan övdüğün, köyünüz hangi,
Derin bir ah çektim; işde burada.

Prof.Dr. Hasan Özçelik
(26.08.2018, Erenyaka)

Hasan Özçelik 2
Kayıt Tarihi : 28.8.2018 12:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Erenyaka, Nevahi-i Alaiye (Akseki, Marla) ile Alanya’yı birbirine bağlayan kervan yolu üzerinde, Selahattin Derbendi Boğazı’na yakın, Şadırvan Dağı eteklerinde kurulmuş şirin bir Müslüman Türk köyüdür. 2014 mahalli idareler seçimiyle ilçenin mahallesi haline getirilmiştir. Akseki’nin güneyinde, 21 km uzaklıktadır. Kuruluş yılları eldeki kayıtlara göre 1530’dur. Bu tarihten daha önce kurulmuş olabilir. 1555 tarihli Osmanlı kayıtlarında da adı geçmektedir. En eski adı Viranyaka’dır. Sonra Örenyaka, Osmanlı’nın son zamanlarında ve Cumhuriyet döneminde ise Erenyaka olarak bilinmektedir. Düşman istilasına hiç uğramamış, kuruluşundan bu yana ecnebi toplumlardan kültürel anlamda pek fazla etkilenmemiştir. Halkı tarım ve hayvancılıkla geçinir. Kartal Yuvası görüntüsü veren bir orman köyüdür. Arazisi ve geçim kaynakları yetersizdir. Bu nedenle artan nüfusu beslemekte zorlanmaktadır. Kuruluş yeri; eski bir kervan yolu olan Selahaddin Derbendi ağzında ticaret yapmak ve düşman istilasına karşı boğazı tutmak amaçlı seçilmiştir. Çünkü bu boğaz İç Anadolu’yu Akdeniz’e bağlayan en kısa yoldur. Bu nedenle İpek yolu, Kervan yolu bu alandan geçmektedir. Bu durum Akseki ve diğer köyler için de geçerlidir. Mesela “İlvad”, geçit anlamına gelmektedir. Köyler bu geçit yolları üzerine ticaret amaçlı ve düşman istilasını durdurmak/kontrol etmek amaçlı olarak kurulmuştur. Selahattdin Derbendi adlı “Boğaz” adını muhtemelen Selahattin Eyyübi’den almaktadır. 1980’li yıllara kadar köyün nüfusu giderek artarken daha sonraları artan ulaşım imkanlarının etkisi ve artık kervan ve ipek yolunun ortadan kalkması ile halkın memleketinde ticaret yapamaması, ürettiğini satamaması, Yarı aç yarı tok insanların Urumdan (Beyşehir) buğday getirerek çocukları büyütme, Karabahçe, Gökmiyardan purç (ağaç dalı, hayvan yemi) getirerek keçi besleme; Kuyulu alandan ekin destesi çekmeye göre gurbetin daha cazip para kazanma yolu olarak görülmesi kente göçü arttırmıştır. Erkekler gurbette iken hanımları özellikle genç gelinler çocuklara bakmak, evi geçindirmek ve namusunu korumak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla genç kızlar evlenirken köylü erkekleri tercih etmemeye başlamışlardır. Köyün ana derdi ve kanayan yarası budur. 1972 yılında köyde 2 öğretmen ve 65 ilkokul öğrencisi; 2 bakkalı vardı. Akseki de aynı durumdadır. Rahmetli büyüğümüz Osman Yüksel Serdengeçti’nin 1976 yılında belirttiğine göre; Antalya’nın 13.000 nüfusunun olduğu dönemde Akseki’nin nüfusu 11000’dir. İl merkezinde yabancıların da olduğu, Akseki’de ise yabancıların yok denecek kadar az olduğu dikkate alınırsa Akseki, Antalya’dan nüfus bakımından daha öndeydi. Halen ilin ilçeleri içerisinde Nüfus Kütük defterlerinde en fazla hane Akseki’ye aittir. 16000’den fazla hane vardır. Değişen hayat şartları göçü arttırmış, Erenyaka’lılar Aydın, Antalya, Serik, Manavgat, İzmir ve İstanbul’a göçmüştür. Öyle ki “Aydın” ifadesi köyde gurbetin adıdır. Erkek çocuklar ilkokulu bitirdiğinde dükkan başına verilir. “Nereye gitti” denildiğinde; “Aydın’a gitti” denilirdi. Çünkü en çok insanımız Aydın’a göçmüştür. Eskiden ulaşım oldukça zordu. Bir kamyon ile bir otobüs geçerken biri kenara çekilir, diğeri geçer ve yolu açardı. En zor yer de; Derbent Boğazı idi. Bu boğazın zemini “Uludere” adı verilen bir akarsudur. 1990’lı yıllarda üstü kapatılarak kara yolu genişletilmiştir. Denilebilir ki; Türkiye’nin belki de en çilekeş, en cüretkâr, en zeki, devletine ve milletine bağlı, insanları bu coğrafyadan yetişmiştir. Bir Akseki’li için dünyanın en güzel, en emniyetli, en huzurlu yeri bu ata topraklarıdır. Ey köylüm/hemşerim; doyduğun yeri sev, ama doğduğun yeri ve ata diyarını asla unutma !. Ata yurdu torunların emanetidir, değerine paha biçilmez ...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hasan Özçelik 2