Ellerinde nasır yüzlerinde ter
Ne derman kalmış dizlerinde
Ne gözlerinde fer
Gün çalmadan gecenin yorgun kapısını
Henüz ısınmamışken uzandıkları yer
Ninni gibi yayılan ezan sesiyle
Yüreklerine kızgın bir telaş
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
sevgili dostum.
bana nazım ustanın 'kadınlarımız' şiirini hatırlattın
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
...............................NAZIM HİKMET RAN
ve hazırladığı sofraya, hazırladığı kişiden sonra oturan köylüm kadını...
TEBRİKLER DOST
Sevgili hemşerim
Memleketiimin kadınının çalışmasını güzel dile getirmişsin.bizim kadınlarımız cefakar, ama isyankar değil. bu haslet diğer bölgelerde pek görülmez. sizi kutluyorum. güzel bir çalışma oldu. kaleminiz tükenmesin. hep iyiler söylesin
Ellerinde nasır yüzlerinde ter
Ne derman kalmış dizlerinde
Ne gözlerinde fer
özümüzü anlatan bir şiir olmuş yüreğinize sağlık
'Anadolu kadını bu kadar güzel anlatılır.'
Yüreğinize sağlık.
Bulancak'tan selam ve sevgiler...
Emeği yazdıran yürege ve kaleme selam olsun.
melek ayaz
nasılda saygılı bir hizmet biçimidir o...
tebrikler...
Şairim bana annemin çektiği cefayı hatırlatın.
Çok acıklı ,ama gerçek !
devamını beklerim.!
tebrikler !!
Süleyman kaya
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta