Serhat boylarının Deli Ormanı
Kalmamış gavurun dini imanı
Dayanmış kapıya göçün zamanı
.....Hikayesi böyle başlar köyümün
.....Süzülür gözünden yaşlar köylümün
Can mal pazarında ocaklar söner
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Değerli Kardeşim, Enver Bey,
Öncelikle İsmicik Köyü'ne, sakinlerine içten selamlarımı, sevgilerimi, muhabbetimi sunarım...
Türk'ün tarih boyunca yaşadığı 'göçler' vardır... Bazıları rızayladır, yeni yurtlar edinmek içindir... Bazıları var ki, 'geri çekiliştir, zorunludur, çilelidir...' Balkanlardan göç, dünya tarihinin gördüğü en büyük göçlerden biri olduğu gibi, en kanlı, en zalim göçlerden biridir, belkide en acımasız olanıdır...
Köyünde, evinde binlercesi katledildi... Çoluk, çocuk, kadın, ihtiyar... Hiç ayırmadan... Yollardaysa onbinlerecsi pusulara düşürüldü... Şanslı olanlar tren buldular, 'SALKIM SAÇAK' katarları doldurdular... Bulamayanlarsa, dağlardan yol bulmaya, güvenli yerlere kendilerini atmaya çalıştılar... Helak oldular, açlıktan kırıldılar... Sağ kalanları komitacıların ellerine düştüler, işkencelerle katledildiler...
Zamanın İstanbul'u, tarihin gördÜğÜ en büyük 'AÇIK İNSAN KAMPINA' döndü... Ne Osmanlı'nın gücü yetti doyurup barındırmaya, nede 'bir dost devlet' yardım elini uzattı!
Bir şekilde 'kamufle olupta' kalanlar, Türkiye Cumhuriyeti kurulunca mübadele ile anavatana gelebildiler... Gelmeyenlerin başlarına neler geldiğini, 'yakın tarih' yazıyor!
Oysa biz? O kadar üstümüze gelinmesine rağmen, ne bir Rum'un, ne Bulgar'ın, ne Ermeni'nin 'MALINA, CANINA, NAMUSUNA' dokunmadık!
Köyünüzle ilgili şiirinizi beğeniyle, içim sızlayarak ama herşeye rağmen gurur duyarak okudum...
Ozan yüreğinize sağlık, Kardeşim... Tebriklerimle...
Yüreğinize sağlık beğeniyle okudum dilerim gönül sesiniz hiç susmasın kaleminiz hiç durmasın nehir olup çağlasın ilhamınız bol yarınlarınız mutluluklar içinde olsun saygı ve sevgilerimle...
köy hayatını..
kır hayatını anlatan
lirik bir şiir okudum..
iyi ki de okudum..
olağanüstü güzellikte bir anlatım,
kurgusuyla örgüsüyle mükemmel bir hece.
93 harbi sadece Türklerin değil komşu milletlerinde
yer değiştirdiği bir vakıadır.milletimiz bir haçlı seferi
altında orantısız bir güçle ve bir çok cephede Nene Hatun
gibi kadınlarımızın bile savaşmak zorunda kaldığı bir kara yılın hikayesiydi.heyecanla ve hüzünle okuduğum bir şiir.
tebrikler ve saygılar sunuyorum...HŞT
Köy özlemi hala benim rüyalarımı süsler içimi yakar üstadım..tebrikler güzel şiirinizi yazan ellere..
Anlamlı ve güzel çalışmanızı severek okudm kutlarım usta kalem.
Ne güzel sefayla okudum üstadım kutluyorum
Başımızın tacı vefakar cefakar köylümüz ne çok şey borçluyuz sizlere...
Sn:Bilgiç yüreğinize sağlık.Saygımla
ben de hep 'bir köyüm bile yok' diye yakınmışımdır. Olmasını çok isterdim. Yüreğinize sağlık, biraz o havadan almış oldum şiirinizin sayesinde. Sevgi ve saygılarımla.+
merhaba enver bey yıllarca şehir de yaşasakta yinede köy hayatını hala özler durumdayız bende sizin bu köy şiirnize bir nazire yapayım dedim köyümü bende özlüyorum
Hayatında zor doludur köyümün **
Bir dönebilseydim geri gelmezdim
Dağlarında kar doludur köyümün.
Ona kavuşsaydım, başka sevmezdim
Obasında yar doludur köyümün.
Kıvrılıp dağ aşan yolları vardır
Kulağa hoş gelen dilleri vardır
Tanrının sevilen kulları vardır
Göz yaşında sır doludur köyümün.
Gece gündüz akan çeşmeleri var
Bir ekmek peşinde koşmaları var
Yayladan yaylaya aşmaları var
Hayatında zor doludur köyümün
emekli em. müd.
Şair Yusuf Değirmenci
Bu şiir ile ilgili 53 tane yorum bulunmakta