Ah ulen,
Canım seni çeker her öğlen,
Kuru fasulyeli yer sofrası.
Benim bildiğim,
Fasulye ya ocakta, ya kuzunede pişer.
Çömlekten çıkarken buhar,
Sininin etrafında kimi diz çöker,
Kimi bağdaş kurar...
Ve besmeleyi çekince en ihtiyar,
Dalgalanır sofra,
Çünkü kaşığın üçü dalar,
Beşi çıkar.
Yanında ya kuru, ya çil soğan,
Tuza ban ban ye.
Bir yarış başlar:
Yarılmış bir şak domates,
Ya da dalından yeni koparılmış yeşil sivri biber kapma savaşı...
Ve ağız sulanır, dil yanar,
Ve bitmeyen melodik şapırtılar…
Durma oğlum, höpürdet üstüne,
Şöyle bir de bol köpüklü ayran...
Nasılsa gelir ardı sıra bulgur aşı.
Değmeyin keyfime,
Köyümde gibiyim, değmeyin aman! ...
İkindi vakti sıcacık çay,
Yanında tellendirdiğim Samsun sigarası...
Ve akşamla yatsı arası,
Konu komşu ile yaşanan mabeyin sefası...
Ve gelsin o dilbaz geceler:
Ben susayım,
Konuşsun bahçedeki elma,kayısı,
Vişne nar...
Konuşsun geceye türkü mırıldanan rüzgâr...
Ve susayım da ben,
Konuşsun kavak ağacına boy veren pınar.
Karanlığa havlayan Çomar...
Ve sussun da onlar,
Konuşsun mehtapla yıkanan yâr.
Konuşsun dudaklar! ...
Dudaklar konuşsun sabaha kadar,
Korkmasın
Nasılsa köyümde özgürlük var! ..
Kayıt Tarihi : 22.2.2010 20:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!