Köyümde İlkbahar Mevsimi
Bütün köylü karşılardık baharı,
Dönerdi yuvaya göçmen kuşları,
Bezenmiş yeşile köyün kırları,
Durdurmak mümkün mü, tayı, buzağıyı
Birden değişmiştir köyün havası,
Yeşil çimenlerdir artık sofrası,
Ah bir de olmasa sınır davası,
Yetiş muhtar yetiş, durdur kavgayı.
Davranın bayanlar, davranın beyler,
Omuzda çapalar, omuzda beller,
Şenlensin yamaçlar, şenlensin beller,
Bir tek yemek için verir molayı.
Hiçbir şeyi değişmezdim oyuna,
Karışırdık kuzu ile koyuna,
Değişmem köyümü kordon boyuna,
Çok hoş geçirirdik günü haftayı.
Kayıt Tarihi : 8.6.2010 09:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çorum ilinin, Alaca ilçesine bağlı İmat köyünde; Duvarları kerpiçten, tavanı merteklerlerle örtülen, damı çorak çamurla kapatılan akmaması için loğ, taşı dediğimiz ağır bir taşla pekiştirilen, odası çamurla sıvalı, buram, buram toprak kokan bir evde doğdum. Derslerime, gaz lambasının ışığında çalışır, ödevlerimi bu lambanın ışığında hazırlardım. Cuma günleri İlçemiz olan Alaca'nın pazarıydı. Düşlerimi; en çok Babamın getireceği yeni lastik ayakkabılarıma kavuşacağım anlar süslerdi. Köyümüzün bir yukarısında birde aşağısında içme suyu ihtiyacımızı karşılayan, Çay pınarı ve Ali pınarı adlarında iki pınarımız vardı. Hala akmasına devam etmektedir. Bu pınarların taş oluklarında yıkanmanın yassı taşlarında çamurla oynamanın tadı bambaşkaydı. Ancak ayaklarım, kışın çorap yüzü görürdü. Topuğu delik lastik ayakkabılarıma, su dolmuş; varsın dolsun. Yeter ki kışın kayak kaymanın zevkini kimse kısıtlamasın. O tezeklerin közünde patates ve soğan gözlemesine, Sac Sobanın üstündeki çaydanlık ve sağında solunda kızaran sac ekmeğinin kokusuna, Hele de bu kızarmış yufka ekmeğin arasına dürüm yaptığım çökelek’in tadına doyamazdım. Pazen sofra bezi üzerine dizilen, bakır taslar ve tabaklar, o tahta kaşıklar, hala gözlerimin önünde. Çocukluğumun gençliğimin en güzel yılları bu evde geçti. Meğer bu doğal ve doğayla iç içe yaşadığımız bu sefalet yıllarım bir saltanatmış şimdi anlıyorum. Köyümüzün girişinde" Kara Mahmut gediği"dediğimiz bir mevki vardır. Bu gedikte asker uğurlamaları yapılırdı. O gözü yaşlı anaların, eşlerin ve nişanlı gençlerin o hüzün dolu vedalaşma törenleri hala gözlerimin önünde. Köyümüzde ulaşım ya traktörlerle ya da kamyonlarla sağlanırdı. Sıra tepesi mevkisinden tozu dumana katıp gidene dek uğurlanan asker adaylarına sallanan o eller hala gözlerimin önünde. Tüm köy çocuklarının sevinci en çok okullar açılacağı zaman başlardı. Çünkü ayaklar yeni lastik ayakkabılara bedenler ise yeni önlüklere pantolonlara ancak böyle kavuşurdu. Aynı zamanda babaların suratları da bu zamanda asılırdı. Haklıydı da, çocuk bu bilir miydi ki, cep delik cepken delik. Ya bir çuval buğday satacak ya da harman a dek birisinden borç alacaktı.(Bu yüzden anamın elleri ile diktiği kara önlüğüm 5 yıl boyunca hep üzerimdeydi. Bu kara önlüğümse tek giysimdi benim Beş yıldır üzerimdeydi, gelişse de bedenim “Yeter Memduh çökelek dağılmasın konumuz,.” Şeker torbasındandı atletimiz, donumuz.” Aslında Zamanın bana torpil geçmiş olduğuna inanmaktayım. Ortaokula kadar Köyümün kırlarında öküz dana otlattım ve çocukluğumu özgürce yaşadım. Oyun alanlarımız kışın ahırlardı, yazın ise sokaklar ve harman yerleriydi. Leğenlerle bayırlardan kaymak mı dersiniz, bir çıra ışığında evimizin en sıcak yeri olan ahırlarda ev ödevlerini yapmak mı dersiniz, mandaların serinlediği çamurlu göllerde çimmek mi dersiniz. Kışın köy odalarında Hacivat ve Karagöz’ün orta oyunlarını taklit etmeyi mi dersin. Yine her kış aylarında köy odalarında HZ. Ali cenkleri, Battal Gazi ve Ebu Müslim destanlarını dinlemek mi dersiniz. Demek istediğim köyümün dört mevsimini her yıl doya, doya yaşadım. Çocukluğum; her köylü çocukları gibi böyle geçti. İlkokulda öğretmenim kara böcek lakabıyla çağırırdı. Karnelerimizi 23 Nisanda hemen bayram bitişinde dağılırdı. Bundan sonra tüm günümüz, Eylül ortalarında okullar açılana dek inek dana otlatarak kırlarda geçerdi. Çocukluk yıllarımı köyümde geçirdim.1964 yılında köy ilkokulunu bitirdikten sonra 1964-1970 yılları arasında Parasız yatılı olarak Yozgat lisesinde okudum. Ve bir kamu bankasında müdür olarak emekli oldum. Halen Bornova'da yaşamaktayım
![Memduh Çökelek](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/06/08/koyumde-ilkbahar-mevsimi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!