^v^ KÖYÜM ^v^
Köyüm yüreğimi, yakar kavurur
Nağmeler dökecek, dil gönder bana
Yalnızlık göğsüme, bir hançer vurur
Derdimi alacak, kul gönder bana
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Değerli şair!
Şiirinizi beğenerek okudum tebrik ederim.
Yaratıcı kaleminizden özgün; şiirlerinizi okumak bir zevk.
Daha nice güzel şiirlerde buluşmak ümidiyle:
İlhamınız bol, kaleminiz daim olsun.
Sizi tebrik ediyorum. Özleminizi, hasret ve duyğularınızı çok güzel dile getirmişsiniz. Kaleminize kuvvet ve yüreğinize sağlık.
Tebrikler harika olmuş. Kaleminize yüreğinize sağlık.
Gurbet özlemini bilenlerdenim..
Sılayı özledik hemde ne özlem
Böcegi çiçeği unuttuk gitti
Sıcaklar başlarken, çöker keskin nem
Hasreti böylece avuttuk gitti.
Ali`m diyorsun ki herşey değişti
Ocaklarda az mı narsuyu pişti
Akçay’lı dolandı, burnuna düştü
Özden kendimizi kuruttuk gitti.
Yaylaya gidenler, oturur yatar
Kebabın kokusu Akçay’ı tutar
Sümbül’ler açardı, menekşe kokar
Kekiğin soyunu batırdık gitti.
Leylekler erken mi göçe başladı
Gurbetin ağıdı yürek haşladı
Cubbalak’lar bizleri mi boşladı
Sığırcık yuvasız bıraktık gitti.
Bahçenin yerinde kalmadı sürek
İçimiz titriyor, heyacan gerek
Miras pay edildi, kaldı bir evlek
Beleş satılanı unuttuk gitti.
Göden’im diyor ki kısmet hangi gün
Döneyim demekle, olmuyor düğün
Yüreğe çarpıntı, hasret bin öğün
Böylece ömürü harcadık gitti.
Mehmet Göden, Mayıs 2012.
Kardeşimizi tebrik ediyorum. Ve nice uzun ömür diliyorum.
candan kutlarımmmmmmm
Buram buram sıla özlemi. Köyde geçen çocukluk günleri, oyun arkadaşları, oyunlar, sokaklar, büyükler, küçükler, dostlar, daha neler neler. Yüreğine sağlık. 10 puan, ant.
saliha hanım değerli soy adaşım köy özlemi gurbette olanların yüreğinde her zaman kanayan bir hasret yarasıdır bende bşr şiirimde KÖYÜ ÖZLEDİM demiştim sizn şiirinizi okuyunca özlemler yeniden canladı kutluyorum
Köyü özledim
Hep aklıma doğduğum köy geliyor
Özledim dostlarım köyü özledim
Düşündükçe aklım bir hoş oluyor
.......Kır atın yanında tayı özledim
.......Bu özlemi yüreğimde gizledim
Hasretin ateşi yürek dalıyor
Özlemlerim beni benden alıyor
Aklıma düştükçe göz sulanıyor
Amca hala teyze dayı özledim
Bu özlemi yüreğimde gizledim
Çobanlar koyuna çanlar takardı
Yaz gelince yaylalara çıkardı
İçtikleri su kaynaktan akardı
İşte ben o berrak suyu özledim
Kimse kimsenin malını çalmazdı
Köyde asla kavga dövüş olmazdı
Haset nedir kini onlar bilmezdi
.......Köydeki bu güzel huyu özledim
.......Bu özlemi yüreğimde gizledim
Paylaşın yerine, haklaşın derler
Yokla dense ziyaret giderler
İşte nasırlaşmış çalışkan eller
.......Elleri nasırlı beyi özledim
.......Bu özlemi yüreğimde gizledim
Ceket aba idi, kumaşı şaldı
Hatıranın adı hediye kaldı
Özlemler ruhuma daldıkça daldı
.......Kulağa hoş o şiveyi özledim
.......Bu özlemi yüreğimde gizledim
Köy düşer aklıma ikide birde
Eriyip yok olduk koca şehirde
Şu gurbet illerde gark olduk derde
.......Köyüm de olan her şeyi özledim
.......Bu özlemi yüreğimde gizledim
Yusuf Değirmenci 1
bülbülü altın kafese koymuşlar illede vatanım demiş, ve ille de yine buram buram toprağımın kokusuyla köyüm...
tebrikler
Saliha Hanım!
mükemmel yürekten kutlarım muhabbetle tam puan kabul buyurun
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta