Koyu kumral tenli soğuk yüzlü sert bakışlı bir sonbahar sabahında
Sararıp birbiri ardına dökülüp yeri öpen yapraklar altında
Ellerim ceplerimde başım önümde ufak ufak ağır adımlarla
Yürüyorum aklımda sen yanımda yokluğunla ıslak kaldırımlarda
İki adım ötesi görünmüyor sanki sisten bir duvar var önümde
Belki yanılmışımdır sis değildir bu gözlerim buğulanmıştır yine
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman