Köylüm Şiiri - Necati Şimşek

Necati Şimşek
453

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Köylüm

Sarardı başaklar, tohuma durdu,
Hasat zamanıydı, çalıştı köylüm.
Güz gelecek diye hayaller kurdu,
Oğlan, kız everdi çalıştı köylüm…

Geçen güz sonunda sürdü toprağı,
Aktardı tohuma kattı toprağı,
Çocuk sever gibi öptü toprağı,
Tırnağıyla kazdı toprağı köylüm.

Bekledi ki kışın bolca kar yağsın,
Ektiği ekini örtsün kaplasın,
Eriyen karlarla yangını sönsün,
Yağmurlara ümit bağladı köylüm.

Kurak mı geçecek bahar bu sene,
Can vermez taşıma su değirmene,
Yaz nasıl geçecek, kızgın güneşle,
Yanık bağrı yandı kuraktan köylüm.

Kendisi tarlada, hanım bahçeyle,
Mahsulü kaldırır alın teriyle,
Ambara doldurur son bir gayretle,
Satacak arpayı buğdayı köylüm.

Bir yandan da hayvancılık yaparak,
Sütten yoğurt, peynir, yağ çıkararak,
Yün çoraplar giyer, koyun kırkarak,
Yatağı yorganı yün eder köylüm…

Kendi buğdayından yapar ununu,
Billur pınarlardan içer suyunu,
Kucağa aldı mı toru tosunu,
Sevinçten yanına varılmaz köylüm.

İdareler etti cılız lambayla,
Tanışmadı henüz haram lokmayla,
Tarlalarda elle mahsul yolmayla
Ömrünü bitirdi, orakla köylüm…

Traktör çıkınca, attı kağnıyı,
Başında topladı onca ağrıyı,
Mazot zamlandıkça etti çağrıyı,
Halinden kimseler bilmedi köylüm.

Çorbalar içerdi tahta kaşıkla,
Oyunlar oynardı tahta kaşıkla,
Bulgur pilavını tahta kaşıkla,
Ayranı olmadan yemezdi köylüm.

Doğal ürünlerle doğal yaşadı,
Haksızlık, hırs, tamah attı boşadı,
Teknoloji geldi başı kaşıdı,
Bir yılda çift mahsul kaldırdı köylüm.

Cigarayı tütün sarar içerdi,
Giydiği kasketi sekiz köşeydi,
Sobada yaktığı kuru meşeydi,
Kömürle sonradan tanıştı köylüm.

Kehribar tesbihi eline alıp,
Köy odalarında hatırı sayıp,
İnsanlık şehirde olsa da kayıp,
İnsanı insanca tanıdı köylüm.

Düğünde bayramda köy meydanında,
Toplanarak hepsi, aynı zamanda,
Sin-sin ateşiyle tutuşan kanda,
Oyunlar oynayıp eğlendi köylüm.

Dağlarda geçirdi ömrünün çoğun,
Sadece yaz değil, kışında yoğun,
Ayşe’ler, Fatma’lar yapacak doğum,
Kasabaya zorla yetişti köylüm.

Köylünün derdine el atar her kim,
Çare üretemez, öyle her hekim,
Uzaklar yakına olduysa hâkim,
Çareyi kendinde bulacak köylüm…

İnattan vazgeçti, bitti cahillik,
Anladı ki okumamak gafillik,
Oğlundan kızından kaçsın sefillik,
Okudukça gözler ışıdı köylüm…

12.08.2007
Necati ŞİMŞEK
Ankara

Necati Şimşek
Kayıt Tarihi : 12.8.2007 10:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Öcal
    Osman Öcal

    Düğünde bayramda köy meydanında,
    Toplanarak hepsi, aynı zamanda,
    Sin-sin ateşiyle tutuşan kanda,
    Oyunlar oynayıp eğlendi köylüm.

    ......................yüreğine sağlık.sinsin oyununu biz köroğlu havasıyla oynardık.artık mazide kaldı.selam ve dua.

    Cevap Yaz
  • Yakup İcik
    Yakup İcik

    köylümüzü ekonomik olarak bir düzlüge cikartamadik,yedigimiz ictigimiz herseyi onlarin emegine borcluyuz...

    Cevap Yaz
  • Erdoğan Vural
    Erdoğan Vural

    Şehirlinin efendisi emeği alınteriyle sulayan cefakar ve vefakar köylümüzün hayatı yaşamada ki öykü-
    sünü dizeleyen içten duyguların ilhamının şiirini
    kutlarım.Başarılarınızın devamını dilerim.Sevgilerimle
    esen kalınız.Erdoğan Vural

    Cevap Yaz
  • Selfet Duran
    Selfet Duran

    şiiriniz çok güzel yüreğinize sağlık
    zaten oldum olası
    işçi ve köylü konulu şiirleri özlemle beklemişimdir
    ve çok beğenmişimdir
    kutlarım...

    işte bir tane de benden
    benim kalemimden köylü


    Emeği Yorgun Köylü

    Damar damar çatlamış alnın.
    Sür masatı tırpana yiğidim.
    Çal buğdayın köküne.
    Orakla yürür ardından bacım.
    Emek yorgunlukta olgunlaşır.
    Ey tarla çocuğu.
    Tahta, saman, toprak ile örmüşsün yaşamını.
    ey ezilen köylüm.
    Bir somun ekmeğiyle ter akıtanım.
    Tok mu sanki karnın ne susarsın.
    Toprak ki ne verdi zulmünden gayrı.
    Oysa kaç deden, kaç ninen kışladı bağrında.
    Kasketin güneşe siper.
    Coşkun bir ter akıyor alnının çatından göz yuvalarına.
    Peştamal bağladın beline.
    Bir tırpan oldun aczin köküne.
    Tepeden tırnağa adam, tepeden tırnağa emek kesildin.
    Vur hele vur çekinme.
    Emek hakkına, ekmek hakkına vur.
    Hani milletin efendisi?
    Bak eşkıya kuşatmış yaylağını.
    Diyarı terke zorlanmışsın.
    Vergiler, baskılar altında.
    Yitirilmiş oğlun, kaçırılmış gelinin.
    Bir avuç toprağın var Ağadan koparılmış.
    Sömürüle sömürüle hal kalmamış.
    Beli bükük, umudu kırık.
    Kuşan yarını ey sevdalı.
    Kar altında, toprak üstünde.
    Ölüm var ise karşında sorgusuz yaşam;
    Zulüm varsa pervasız bir direniş kesil.
    Soluğun daim olsun yavrularının üzerinde.
    Ama aczi koyma yüreğine ne olur.
    Her şafakta, dolu dizgin bir çiy yağmurunda.
    İnancı serpiştir çocuklarına.
    Köylüysen, köle değilsin ya.
    Haykır ve sor vergilerin hesabını.
    Ne aldın karşılığında.
    Sen ürettin, sen kaybettin.
    Her yanın komprador.
    Peşkeş çekmiş dede diyarını.
    Ama karşılarında onur ile, cesaret ile
    Baş eğme, haykır!!!


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Necati Şimşek