Köylü Yüzüm (öykü) Şiiri - Yorumlar

Ali Akdemir
134

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Köylü Yüzüm

Topraklarımızı tırnaklarımızla kazıyarak yetiştirdiğimiz mahsulleri satıp, önceki yıllardaki birikimimizi de ekleyerek bir Tempra aldım. Geçmiş yıllarda çocuklara; ‘Bir gün size sıfır araba alacağım’ dediğim zaman eşim; ‘Yine pasaklı hayallerin tuttu’ demiş, birlikte gülüşmüştük…
Kazmanın sapına yetişemeyen boyum, Karacoğlan türküleriyle büyüdü. Rahmetli babam türküleri dokunaklı söylerdi. Umutlarının hep ucundaydım, türkü gözlü köylü çocuğunu yeleleri göğe değen doru bir ata bindirirdi. Malaz ovasında güneşi koparıp getirmek ister gibi at koştururdum.
Tarla işleriyle cebelleşmeye ara verdiğimiz, avuçlarımızın terlediği temmuz ayında, kayınımla birlikte denize gitmeye karar verdik. Kayınım Veyis’in arabasına iki odalı çadırı ve bazı eşyaları, benim arabaya da yatacak yastık yorgan gibi şeyleri yerleştirdik. Bize ardına kadar açılan Mersin asfaltında düğün konvoyu gibi şamata yaparak gidiyoruz.
Güneş, Çukurova’nın üzerine dilini sarkıtmış, temmuzun sinek çatlatan sarı sıcağı ılgım salkım, ortalığı kavuruyor. Dillerimiz bir karış dışarıda! .. Bizi ellerimizden tutan hayata sıkı sıkıya sarıldık… Mutlulukla, güzellikleri yaşadığımız zaman güzellikler daha da bir anlam kazanıyor. Ötekisi berisi fark etmez, köylüler gibi hayatın sillesini yiyen başka birileri yok.
Yılan Kalesi ardımızda karartı gibi kalırken kavrulan asfaltın üstü ıpıl ıpıl ediyor. Hazreti Ali solumuzdaki Cebenur dağının üzerinden tepsi gibi duran Çukurova’ya bakarak; ‘Cehennem buranın ya altında, ya da üstünde’ diyerek geri dönmüş derler.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta