Ey yabangülüm.
Sen dağda açar,
Dağda ölürsün.
Böğürtlenim,Kuşburnum,Çiğdemim.
Sarı benizlim,esmer tenlim,elma yanaklım.
Nasıl da kıvrılır Çekerek Irmağı
Dağlardan aşağı.
Sende kıvrım kıvrım süzülürsün.
Beyaz güvercinim,
İçinde sevdanın ateşi yanar da,
Ocağının ateşinden yandıramazsın.
Ya omuzunda taşıdığın kovalarla
Bir damla israf etmeden,
Ocağına bereket taşırsın.
Aynı, Şerife Bacı'nın mermi taşıdığı gibi.
Sen de öylesin,vazgeçilmezimsin.
Bunu iyi bilesin.
Anam,bacım,sevdalım.
Sümbülüm,dağçiçeğim.
Sen dağlarda açar dağda ölürsün.
Bir yel gibi savurursun,
Haziran'da tırpanı.
Emeğindir altın sarısı başaklar.
Alın terin, beşibiyerde olur alnında.
Bahçeyi sen,tarlayı sen,ahırı sen
Hak edersin.
Evinin direği de sen,
Sofranın yemeği de sensin.
Sen benim,ürkek ceylanım.
Sen benim,sırtımı dayadığım,
Ağlatmaya kıyamadığım.
Her seferinde arzularımı öldürüp de
Yaşattığım dermanımsın.
Kadınımsın.
Ne yazık ki; yabangülüm.
Sen gezme tozma bilmezsin.
Tezek kokusundan başka parfüm,
Çamurdan başka boya sürmezsin.
Ne yazık ki; yabangülüm.
Anam,bacım,gülüm.
Sen hala Atatürk'ün bıraktığı yerdesin.
Ne yazık ki; Köylü Güzeli
Her işi sen yaparsın,
Azarı sen işitirsin...
Zile-1995
Kazım BaşekmekçiKayıt Tarihi : 1.9.2004 19:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)