Yine kağnı arabası yine karasaban
Sıcaktan yüzü kavrulmuş ey çilekeş insan
Kaçma bacım kaçma,sen beni tanımadın
Yıllar geçti aradan ben de sizin buradanım
Birkaç gün için geldim şu baba ocağına
Güneş günü bitirmiş düşmüş dağın kucağına
Ey Çatak köprüsü! , kimbilir kaç seneden beri
Hep gelene gidene olursun durak yeri
Bana son durak oldu bu son yolculuğumda
Pek de yüküm yoktu, ne varsa hepsi bavulda
Usul yavaş tırmandım köyümün bu yolunu
Yük elimi kesince değiştirdim kolumu
Kıvrılarak gidiyordum eğri büğrü yollardan
Değirmen başına geldim çok geçmeden aradan
Biraz mola vermek üzere oturdum bir taş üzerinde
Mani söyleyen bir köylümün,kulak verdim sesine
Diyordu ki;
”Ekin biçtim sarıdan
Öğner tuttum yarıdan
Bu ne bitmez ekinmiş
Belim kırıldı yarıdan
Ekin biçtim çökmeden
Dizlerimi bükmeden
Kızlar bana varmıyor
İstanbul’a gitmeden
Ekini deste yaptım
Purmutları yukarı
Kızlar bana varmazsa
Alacağım dul karı”
Derdini böyle dile getiriyordu benim insanım
Elinde bakraç sırtında beşik çıkageldi bir hanım
O gitti ben kaldım ıstırapla yandı içim
Sabrını katık etmişti bacım kaderi yenmek için
Tekrar devam edip yoluma, geldim aşağı mehleye
Omuzunda tüfeği, rastladım bekçi Fehmi’ye
Hoş geldin yiğen deyip, sarıldı boynumdan
Tam mescide geldim ki biri tuttu kolumdan
Baktım Muzaffer Şekerci elinde tırpanı
Sırrı ile ekin biçmiş çünkü hasat zamanı
Sarıldık öpüştük bir müddet öyle kaldık
Hasretlik bitince birbirimizden ayrıldık
Sonra eve çıktım işitenler taştı doldu
Tam yatacaktım ki sabah namazı oldu
Bir gece ki ne yorgunluk ne uyku geçmedi aklımdan
Bana dert oldu ayrılmak bu sevdiğim halkımdan
Dolaştım dağları taşları bir baştan öbür başa
Bazen iniş indim bazen tırmandım yokuşa
Yine daldım maziye bahçeler bostanlar bağlar
Bir film gibi geçti bu tatlı hatıralar...
Kayıt Tarihi : 31.8.2006 18:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)