Gitmediğiniz, görmediğiniz bir dağ köyünde
Çakıllı dikenli yollarda, yaşlı bir öğretmen.
Bitkin, yorgun ama, azimle yılmadan yürüyen
Yol arıyor, yol soruyor karla kaplı dağlarda.
Hep aynı dağ köylerinde ağartmış saçlarını,
Gencecik ve körpe körpe beyinler yetiştirmiş,
Kendini tüketerek üretmiş, uygarlık hasadında
Onca beyinler harmanlamış, gaz lambasında.
Çocuklarına, çocuklara adamış bütün ömrünü
Hiç özlemini duymamış, sımsıcak bir döşeğin.
Lambalar sönmüşte, umutları sönmemiş hiç.
Doldurmuş alabildiğince beyin ambarlarını.
Sonra hastalanmış yapayalnız o köy evinde
Nane, limon kaynatmış toprak kokan güveçte.
O kuş uçmaz, kervan geçmez dağ köyünde.
Onca doktorlar yetiştirmiş de, doktorsuz.
Onlarca eczacılar yetiştirmiş, ama ilaçsız.
Yine de şikayetçi olmamış, bu yalnızlığından
Dumru dumru gözyaşı donmuş, göz çukurunda
Yine de “off” bile dememiş, hastalığına rağmen.
Sevmiş, sevilmiş, mukaddes bilmiş öğretmeyi
Sonrada sevdirmiş, kutsal olan öğretmenliği.
Bir gün, dondurucu ayazın bir kış akşamında
Alaca karanlıkta, koskoca bu çınar devrilmiş.
Hayatı gibi ölümü de yapayalnız ve kimsesiz.
Derin uykulara dalmış, sabahsız gecede sessiz.
2000
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 24.3.2009 13:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Babama atfen kaleme alınmıştır(Emekli Öğretmen, Halkeğitim Müd.Şerif Ahmet Şahin)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!