Tek katlı, çatılı, çatısız
Kerpiç, beyaz badanalı evleri;
İnce uzun minaresiyle köyler,
Niye çekicidir, bilir misiniz?
Doğanın kucağıdır yerleri;
Kimi düz ovada kıraçta,
Ormanın koynunda kimi de,
Dağların yamaçlarında...
Böylesi bir çeşitlilik içinde
Bıyıklarımın, yeni terlediği bir yaşta,
Çıktım en uç irtifada,
Öğretmen olarak bir dağa...
Artık benim köyümdü Obruk;
Camii’si vardı ama minaresi yoktu
Okulu vardı, ama beş sınıf bir arada,
Camii’nin bitişiğinde bir oda da...
Bir küçük penceresi var,
Dört bir yanı kâğıt kaplama...
Onarmaya çalıştım yok para,
Sonunda bu iş düştü bana...
Kara tahta düşmüş yere yanlamasına;
Buldum iri kıyım bir öğrenci,
Ödünç bir çekiç, çokça çiviyle
Onardım okulu baştan başa...
Hızımı alamadım;
Okulun önüne bir metrelik
Minare niyetine kerpiçten,
Yükselti yaptım bir de...
“Çcuklar nerede muhtar," derim
Ama muhtar, “Onlar dağda” der,
“İndir onları dağdan muhtar” derim,
“Koley değel örtmen onları
Dağdan indirmek” der.
“Eee n’olacak şimdi” derim,
“Kısmetinde ne varsa okutacan” der,
Çıkar sinirim tepeme;
“Sen indireceksin muhtar,"derim,
Dağdan düze çocukları...
“Olmaz örtmen aç kalır davar,
Olmazsa çocuklar” der bana;
“Olur muhtar olur,
Gelir alırsa seni jandarma
Bak nasıl olur” derim ona.
“Örtmen bey yapma”der,
“Seç hangisini seçersen muhtar! ”
Bakar ki, bu iş zor,
Çarıklı erkânı harp edasıyla,
“Ne demek örtmen bey,
İner çocuklar dağdan," der gülümser.
Çocuklar iner dağdan düze;
Kiminin elinde kaval,
Sırtında kepenek kiminin;
Suratlarını basmış kırmızı benek,
Otuz oldumevcudu okulun...
Okul açıldı sıra olduk
Camii’nin toprak avlusundan
Girdik içeri çocuk boyında sıralar,
Üçer beşer öğrenciler oturdular.
Ben, kırık dökük bir masada ayakta
Hem müdür, hem 'ÖRTMEN’ dim
Bir başıma, köyün orta yerinde okulda.
ERGİN BİNGÖL
11 / EKİM / 2006
Kayıt Tarihi : 14.10.2006 00:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ergin Bingöl](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/10/14/koy-ogretmeni-11.jpg)
Oysa babam eğitmendi, eğitmenmiş yani, kaderin cilvesi işte, ilkokullarda eğiti süresi üç yıldan beş yıla çıkarılınca babama hiç bir sosyal hak vermeden işine son vermişler. Yani okul bizim için sadece resmi belge alacağımız bir kurumdu 1960 lı yıllarda.
Neyse bizim köye de 1966 yılında yapılmıştı prefabrik bir okul binası
en çok rengini sevmiştim. Masmavi. Okula gitmeden biliyordum okuma-yazmayı.
O zaman, bu zaman hala okumaktayım, hala öğrenmekte...
Evlerde bütunleyici elbet...Kültür, dostluk birlik beraberlik...
Ne güzel günlermiş meğer...
Saygılar.
Elini taşın altına koyacak kadar 'öğretmen' iseniz.. Eğitim ordusunda bir nefer olmaya kararlıysanız...
Bu güzel şiirinize 'Işığım Sönmeyecek' başlıklı şiirimden alıntıyla katılıyor, kutluyorum sizi Ergin Bey, değerli Öğretmenim..
'Köy muhtarı karşılamış, avlusundan girmiştim
Bahçe mera duvar yıkık, tek başıma kalmıştım
Elimde bir anahtarla, açmaya kalkışınca
Çevirmeden anahtarı, açılınca şaşmıştım!
Çatı akar camlar kırık, sınıf pislik içinde
Müdür odasında evrak, farelerin elinde
Boya dökük badana yok, çaresizlik sarınca
Sıvamıştım kollarımı, daha ilk günlerimde!
Önce sıralar yapıldı, köylü koyuldu işe
İmece ile duvarlar, örüldü baştan başa
Resmi evraklar elimden, geçince teker teker
Anlamıştım daha neler, neler gelecek başa!
Muhtar aza heyetiyle, sıkça görüşüyordum
Kimi amcam kimi babam, yaşında biliyordum
Onsekize yeni girmiş, gencecik öğretmendim
Sorunları çöze çöze, çözdükçe büyüyordum! '
öncelikle öğretmenler gününüzü kutlarım....bu anlamlı ve feğerli çalışma için şair yüreğinizi selamlıyorum.....güzeldi.....nicelerine....
Selam saygı öğretmenimedir....
TÜM YORUMLAR (46)