dudaklarım;
kıştan kalma lor kokusu tadında şimdi,
sana daldıkça...
iyiki gelmişsin,
nasılda özlemişim seni
bir bilsen...
ah! ..beni sana bağlayan o çocukluk zamanımız,
nasılda mutluyduk öyle,
felaket soğuk odalarda,
yalın ayak bir mutluluğa inat
oynardık ya,
sitemsiz,
isyansız,
mutlu,
hiç bir şeyden habersiz
çocuktuk ya...
her tarafı kaplıyordu kahkahalarımız,
her şeye gülerdik ya...
öylece severdik ya
bulguru,soğanı,loru,
yayıktan yeni çımış yağı
ekmeğimize sürer sürer
dışarı fırlardık ya...
sonra toplayıp herkesi
saklambaç oynardık ya
bizim bir Ali vardı ya
hani çok iyi saklanırdı
onu arar arar bulamazdık ya
sonra
karanlık çökünce de
analarımız bizi zorla içeri sokardı ya...
bizim çocukluğumuzda
birde Muhbet nenmiz vardı ya
hani ya hep güler ya da hep ağlardı ya
hani hep peşimizdeydi
bize bir şey olmasın diye
bize hep kızardı ya
hatırlıyormusun
her kavgamızda
bizi birer şekerle barıştırırdı ya
ne kadar saf,
ne kadar masum,
ne kadar,
kadın dı ya...
hani bir sabah sala okunmuştu
evimiz kalabalıklaşıyordu
Muhbet nene yatakta gülümsüyoru ya
sonra
bağrışmalar,ağlaşmalar,
hani o
o gün ölmüştü ya
bizim çocukluğumuzda,
bir de köy odaları vardı ya,
hani babalarımızın elinden tutup tutup
bizde giderdik ya,
hani bir mehmet dedemiz vardı,
her gece masallar o anlatırdı,
nede güzel anlatırdı
nasıl da heyecan katardı
ağzımız açık
masala dalardık ya,
sonra gece yorardı ya bizi
huysuzluğa başlardık,
neden güldüğümüzü bilmeden
kahkahalarımızla
sohbetlerini bölerdik ya
ve sabah olunca da kendımızı evımızde bulurudk ya
bizim çocuklugumuzda birde sevmek vardı ya
karçiçeği ni
dağ menekşesi ni
kekiği
puslu gecelerde kurt ulumasını
köpek havlamalarını
arpa ekmeğini
ikindi vakti limonlu çay saatlerini...
türküleri severdik ya
hani vardı ya
'saçlarına yıldız düşmüş,
koparma anne ağlama'
biz
nazlıcanı
bedirhanı
türk filimlerini severdik ya
hani her kavgasında
Yılmaz Güneyi,Türkan Şorayı..
selvi boylum al yazmalımı..
bizim çocukluğumuzda
birde yoksulluk vardı ya
ne arabalarımız
ne lüx evlerimiz,
ne de başka bir şeyimiz..
bir toprak damlı evimiz
bir çift öküzümüz
bir kaçta tavuğumuz...
hani,
yumrtalarını alır alır satardık ya...
bizim çocukluğumuzda;
birde,
mutluluk vardı ya,
hani yoksulduk,
kumbaramız olur ama
içinde hiç paramız olmazdı ya
hani
bablalarımızdan hiç harçlık almaz
hiç futboltopumuz olmazdı ya..
hani
yarı çıplaktık
toz
toprak
çamur
kir
pas içindeydik
ama...
hep,
mutluyduk ya...
agustos 1998 ankara.
Kayıt Tarihi : 23.2.2008 19:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!