Bir adam geldi dün akşam adı bereket
konuştuk havadan sudan, memleket
Köyü, ince dereyi, böyük düzü, yaylaları andık
temiz soğuk suyu, bembeyaz karı hatırladık
Arada geçer mi öyle al yeşil bezenmiş yaylalar
Yamaçların en güzeline yayılırdı at, kuzu, danalar
Söyleşince tatları eski yıpranmış hafızadan
Yeni doğmuş ay gibi salınırdı o güzel kız, kızan
Tepelerin bin bir güzel çiçeği, gelin hey! toparlan
Süt yoğurt, tereyağı, çeçil peyniri, soğuk ayran
Sıcağın ortasında, soğuk, soğuk elleri donan sular
Ormanın, derenin, kurtların sana içini açar
Tavuk, kaz, dana, öküz hep beraber yürürdük
Yetişemez, yürüyemez arabaya biner çuçullar,
Hazel nene, dedem birde küçük torunlar
Yollarda maniler, türküler birde gülleri bölüşürdük
Dağda çayır biçip yorulup da düşseydim
Sonra kalkıp yürüyerek o yaylama gitseydim
Yeke nenem yine bir tomruğu ocağına çekerdi
Kesin canım anam hemen pişirirdi gevreği
Gidişimiz bir ayrı, dönüşümüz bir ayrı düğün
Kınaları yakarız, hep çiçekler koklanır
Halay çekilecek, gevrekler pişecek bugün
Kakoça gibi kızlar türkülerle bir araya toplanır
Çağdaş medeni diyerek kandılar haçlı sözüne
Betonlar döküldü çiçeklerin ağaçların üstüne
Yalnız ve sessiz kalsın köyüm bir başına hüzünle
Beklerim mutlak dönecek anadolum özüne
25.05.2018 Ankara
Yükselen Yağmur
Yükselen Yağmur
Kayıt Tarihi : 25.5.2018 08:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Köy hayatına özlemi anarken, tabiatı ve içindeki bütün güzellikleri yok eden canavar medeniyetin bir gün sonunun geleceği vurgulanır şiirde.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!