Ahırdan çıkar, koşar okula;
Kravat yok, önlük yok,
Ayakkabı yok, pantolon yok…
Nefesleri toprak kokar,
Ağaç ve çiçek kokar…
Soru sorduğunda yutkunur,
Ruhunun derinliklerini söyleyemez,
Bilir ama konuşamaz,
Gözlerindeki parıltılar konuşur.
Kalbi derinlere gider,
Orman, der sözü derindir.
Su, der yutkunur…
Kanı, su kaynar buram buram.
Süt, dersin
Sütün içinden gelir;
Hayvanları sağar,
Sütü yoğurt yapar,
Çarşı ve pazarda satar…
Tarla eker ve biçer.
İş eğitimi dersini,
Yaşayarak uygular.
Biz ona yüksek notu,
Vermekten neden kaçınırız?
Ekmeğimizi onlar yapmaz mı?
Meyvelerimizi onlar toplamaz mı?
Yoğurdumuzu onlar yapmaz mı?
Pekmezimizi onlar kaynatmaz mı?
Dersin en alası, hayat dersi;
Hayat Bilgisi bu değil mi?
Onları köy ve şehir kültürüyle,
Harman edip kaynaştırmalıyız.
Onlar, okumak için şehre inerler,
Peki, şehirliler; bir gün bile,
Yaşamak için köye inerler mi?
Köy çocuklarını bağrıma basarım,
Okumanın yollarını onlara,
Sonuna dek anlatırım.
Bitsin bu aristokratik yapı,
Hamurumuzda ve çamurumuzda,
Köy çocukları da bulunsun…
Onlar çok arıdırlar;
Yalanı, talanı bilmezler,
Üçkâğıtçılıkları hiç yoktur;
Hep doğruyu söylerler,
Oldukları gibi görünürler,
Süslü püslü değildirler…
Kanaatkâr ve çilekeştirler,
İnsanlara tepeden bakmazlar,
Hak ve adaletten ayrılmazlar;
Masum duruşlu, ceyalan bakışlı,
Benim köy çocuklarım…
24. 12. 2006
Akdağmadeni
Kayıt Tarihi : 8.6.2009 23:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
tebrikler üstad
BEĞENEREK OKUDUM
TÜM YORUMLAR (7)