Yusuf Ter - Kovuk (Hikaye) Şiiri - Antol ...

Yusuf Ter
776

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Kış mevsimi, ağaçların hışıltılı kapı gıcırtısı, rüzgarlar düğünü, sanki dışarıda öyle şiddetli. Uğultulu davul çalıyor. Gecenin karanlığı güneşi örtmüş, yanlız gökte yıldız ve ay görünüyor. Caddeler sakin. O kadar iştihamlı değil. Ayık olmayan kafalar dört arkadaş için. Karar verirler bir banka soymaya, Ayık olmayan kafayla gecenin karanlığında… Küçük bir kasaba nahiyesi, zengin olan, çalışan işçisinde parası az olan, dört bir tarafı dağlarla kaplı, sıra sıra uzunca uzanan dorukları, kurdun kuşun yuvası, karacaların kaya keçilerinin tırmandığı dağlar burası, kışı zorlu yazı ayazlı olur.
Kasabanın dağ etekleri erir, üst doruklar erimez. Çam ağaçları burcu burcu kokar.
Kokusu dağları aşar kasabaya kadar gelir, kilometrelerce uzaktan esen yel getirir
Kasabaya kokuyu…

İkisi gözcülük eder. Biri kapıda bekler, diğeri kapıyı açmak için zorlar ve kapıyı açar. Alarmı keser zorlanmadan. Polis karakolu iki sokak ileridedir. İçeri giren biraz içerde dolanır, etrafı süzer, kasaya koşar. Miktarını bilmediği parayı çuvala doldurur ve dışarı çıkar. Koşarak arabaya doğru. Bu sırada devriye gezen nöbetçiler kaçan adamı görürler. Banka kapısına gelirler. Bankanın soyulduğunu anlarlar ve düdük çalarlar.Düdük seslerini duyan polis harekete geçer. Yollar kaygandır i süratli sürülmez karlar ince ince yağmaktadır. Polisler banka önüne gelirler, Bekçiden olayı öğrenirler.
Hırsızları aramaya başlarlar. Kasaba dışına doğru bir arabanın çıktığı ihbarı gelir.

Tamamını Oku