kotot ömer ve şampiyonda
vermişler konduları çokkatlıya
bizimkilerde hala küçük hesaplar
dört yıldır ne veraseti
ne de nüfustaki ölü kızı çıkarttılar...
buralar bir hayli değişmiş
tarihi olduğu gibi yaşatan
bir tek pala abbasın kahvesi kalmış...
girdim ama amacım oyun değil
erdal abinin yeni evini öğrenmek...
oğlu beş dil biliyor
sürekli yurt dışına gidip geliyormuş
o gün bu olay olmasaydı
şimdi japonya yolcusuymuş...
tarikata katılmış diyor kimi
kimi ingiliz bir kız sevmiş
kızın babası türkle asla olmaz diyormuş...
perşembe günü onbirde
sevdiklerine elveda demeden
internete haberi düşmüş
dünyayı bize terkedip
yazdığı pusulada... bekleyen yolculardan
bir de güvenlikçilerden özür dilemiş...
bugün eski mahallemdeyim
iki parti vurdular sırtıma
on çayı nasıl ödeyeceğim
ne misafirdir bu deyip
ne de cüzdanımı hesap ettiler...
zaten kırkta yıl bir geliyorum
sonra veririm nasıl derim
yalanlar geçiyor bir bir aklımdan
param evde kalmış
pantolon değiştirmişim
cüzdanı almayı unutmuşum
yakışır mı bunlar bana...
başsağlığı dileyip geleceğim
on çay bende -dursun
kendimi apar topar sokağa atıyorum...
baba üzgün anne perişan
kolay değil evlat acısı
hele birde vakitsiz ve sebepsiz gidince...
taşıyamamış belli ki ağırlığını
dünyayı bize, bizi dünyaya teslim etmiş.
eski mahallem gitmiş
kat be kat evler birde
yeni yeni insanlar türemiş
çelik çomak oynayan çocuklardan
dantel ören genç kızlardan
köy ekmeği pişiren kadınlardan
ne bir eser, ne de bir iz kalmış
tanışlar hala abbas'ın kahvede
bir tek saç renkleri değişmiş.
bende kalan on çay var batakta, dursun'a...
kotot ömer ve şampiyon'un
adı kalmış sadece aklımda.
Kayıt Tarihi : 27.2.2008 08:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiirin içinde gizli
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!