Burnumuzda rutubeti örtmeye direnen nişadır kokuları
Parkın yan tarafında apansız önümüze çıkan iri kıyım hendek
Kara benizli şairle sen
Ve soğuk algınlığına yakalanmış bir akşamüstü
Hadi biraz daha sokul bana
Bir yaz günü akşama doğru seninle
Şuracıkta oturup kahvelerimizi yudumlamak
Jelatinlerinden çıkarıp çıkarıp okumak
Asaf’ın Altok’un Uyar’ın dizelerini
Ne güzel
Bir yerlerde bekleyeni olsun yeter ki insanın
Denizleri yara yara koşup gelir
Uzak ışıklar ülkesindeki sevdiğine kesin.
Hoş geldin
Aynı anlardan birini daha yaşıyoruz seninle
Yüzlerce binlerce yaşadığımız gibi.
Şiir olarak neler neler söyleriz acaba birbirimize…
Açılmazsa kapıları şiirin
Düelloya girişmeleri yakamozların
Hatta düşüp paramparça olması olasıdır yıldızların
Bir kara kedi usulca geçip gidebilir
Geceye sinen ıhlamur kokularıyla neva şarkıların arasından
Biz de yenik düşebiliriz cümle aşıklar gibi
Gece oyunlarını bozan gölgelerimize
Avuçlardaki açık yaraları üşütmemek
An’ın ötekilerden ayrı olan şiirine şimdi dokumak gerekir
İstemesek bile seke seke geçip gidiyor zaman
Görüyorsun işte her tarafta başka bir nar
Tükenmesin hiç bu ıtırlar bu karıncalar…
ondokuzağustosikibinondört
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 19.8.2014 13:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
O da olmasa 'hayat kendisini kaldırsın ortadan', fazla geliriz kesin dünyaya...
Hal, o haldir şimdilerde... Biriktikçe küf, çürüdükçe içinden 'nar', denize doğru koşmak, arınmak belki en iyi yol...
'Köşemden' hissettiklerimdi Necdet... Kutlarım, dostum..
İçtenlikle kutluyorum saygın kaleminizi.
TÜM YORUMLAR (9)