Köşe bakkalları vardı eskiden, arnavut kaldırımı sokaklarımızda
Ve “kredi”, banka kartlarında değil, kişiliklerde olurdu bizim zamanımızda.
Ya sigara, ya ekmek, önünden geçerken aklımıza mutlaka bir ihtiyaç gelirdi,
Hiç bir şey almasak da, en azından “selâm” alınır, verilirdi.
Her alış-veriş veresiyeydi, ”yaz deftere” denirdi,
Güven, saygı ve sevgi vardı bolcana, sadece onlar peşin ödenirdi.
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Emeğinize sağlık çok güzel bir nostalji çalışması..
Duygulanarak okudum..Saygılar
harikasınız üsdat, beğeniyle okudum, yüreğinize sağlık
tam puan
Çocukluğuma götürdün beni dostum, sağol..
Evet aynen katılıyorum tebrikler yazan yüreginize sağlık KALEMINIZ HİÇ SUSMASIN İNŞ
Zaman akıyor..
Zaman bu akış içerisinde sahici olan tüm güzelliklerimizi de önüne katıp alıp götürüyor..
Son yarım yüzyılda neleri kaybettiğimizi bu harika yazıyı okuyunca daha çok kanıksadım..
Köşe bakkalları Anadolu'nun içlerinde de vardı.
İki bisküvi arasına bir lokum koyarlar ve satarlardı.yüz paraydı...
O tadı şimdi bulamıyorum..
Zaman alıp götürdü çünkü...
Sahi defterlerinizden bir yazıyı nasıl silerdiniz ;köşe bakkallarında silgi satılır mıydı o günlerde?
Dedemlerin evinden aşırdığım tütn demetleri ile her gün akşama doğru ben de ''Bekir Emmimin Dükkanı'na'' na giderdim.
O da köşe başındaydı.
Bir nostaljiyi yaşattınız bana.
Selam ola geçmişimize..Selam ola Üstad'ıma.
Okumaya doyamadım desem.....Ve okudukça ne çok hüzünlendim..Aklıma gelenler sizin sayfanızdan dolsu taştı..At arabasıyla her gün aynı saatte geçen dondurmacı..Terazi gibi bakraçlarıyla yoğurtçu...Eskicii...neler gelmedi aklımıza..Ve bakkalımız..Hemen aynı sokaktaki küçük dükkan..Evlerimizin gizli misafiri..Ya o defteri..Her ay boşalıp yeniden dolan...Beni ne çok gerilere götürdünüz...Nasıl özledim bir bilseniz..O baston çikolata geldi aklıma..Yemeğe kıyamazdım..Pahalı olduğu için sadece bayramlarda alırdım...İşte diğer zamanlarda seyreder dururdum bakkalımızın camekanından...
Harikaydı..İyi ki yazdınız......
HARİKA EFENDİM YÜREKTEN KUTLARIM ANCAK ZAMAN SIKINTISINDAN DOLAYI YARISINI OKUYABİLDİM TEBRİKLER...
YAŞANACAK MUTLULUKLAR SENİN OLSUN
heeey gidi günler heyy....
heeey gidi günler heyy....
Hey gidi günler.....
Rahmetli babamın memuriyeti sebebiyle 4 ila 11 yaşlarımı Burdur-Uşak ve Balıkesir'in küçük ilçelerinde yaşadım. Ekmek yalnızca fırınlardan satın alınırdı. Günün belli bir vaktini geçirip ekmek almayı unuttuysanız ekmek bulmak nasip işi olurdu. Yaz tatillerinde İzmir'e geldiğimiz zaman bakkaldan ekmek satın almak çok tuhaf gelirdi. Bakkal ekmek mi satarmış hiç diye şaşırırdık. Bakkallarda tel, urgan, sepet vs aklınıza ne gelirse bulunurdu. İzmir'deki bakkallarda günün belirli bir vaktinde (ki genelde öğleye doğru) buz gelir, sırada bekleyen müşterilere kırarak satar ve belli bir süre sonra da kalmazdı. Yetişemeyen suyunu soğutacak buzu nereden bulurdu hatırlamıyorum. O buzları sepet içine konulan büyük cam kavaozların kenarına kırarak yerleştirirdik. Gün boyu soğuk suyumuz olurdu.
İlçelere Gazete akşam saatlerine doğru ancak gelirdi. Bakkaldan alırdınız. Abone değilseniz size gazete verilmezdi. Hangi gazeteden kaç adet getirileceği abone ile tesbit edilirdi.
Bu yazı ile bana 'hey gidi günler ' dedirten üstad Ünal Bey'e teşekkür ve saygılarımı sunarım.
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta