Arayış sancısında medeniyet
Kan kokusunda yarasalar
Anafordur zaman
Ve sıcak bir kıyamet
Ağladı bahçıvan, perişandır bülbül
Sıcak teninde melâl kırmızı
Güllere nâdan bir saye düştü
Tan ağardığında Çanakkale’de
Zührenin parlak gözlerinde ahzân
Ay ile güneş asırlık ağıtlar yakar
Tufan yüklü sabahın zehrinde
Türlü renk, yedi lisan, binbir çeşit insan
Âmâ bir sis çöktü boğazın zerrin gerdanına
Çöktü heyula ateşi, başladı kızıl kıyamet
Lâl kesildi tarihin kalemi, kurudu mürekkep
Hey, durun bakalım
Emperyal gözlerinizle bakın
İyice bakın
Körpe Mehmetlerin
Saka Hüseyinlerin
Destan kokan eşca gözlerine
Tekrar bakın
On üçünde Ahmetlerin
Tekbir çeken dudaklarına
Ayazda demlenmiş
Okulda mühürlenmiş
İsmailce yüreklere bir bakın
Hey, durun bakalım
İrin kokar postallarınız
Afra topraklardır bu topraklar
İman doludur notaları
Ezgilerinde şehit türküleri
Örtüsü Nene Hatun’dur
Mermisi karadan yürüyen gemidir
Avazı Hasan’dır burçlarda can veren
Sarsılmaz eri Mustafa’dır
Bıyıkları henüz terlemiş
Vefa Lisesi’nden
Cevval ve civandır
Hey, durun bakalım
Cellat armadalar
Yozgat ilinden, yâr ocağından
Kınalı Hasan geldi
Gemileri kıyıda hazır
Kâğıttan gemileri gelin gibi
Kurbanlık koç gibi
Bilmez cana kıymayı
Henüz on dördünde
Anlamaz hain kurşundan
Ama vatana sevdalıdır
Kınalı elleri, yiğit sözleri
İbrahim’in emanetiyle
Dipdiridir Gelibolu’da
Hey, durun bakalım
Çatana ile Arıburnu’na ölüm taşıyan
Nazenin çiçeklere basmaya
Kardelenleri koparmaya gelenler
Bu çiçekler peygamber çiçekleridir
Cennet kokar, aşk kokar
Toprağı duadır Yunus’un dilinde
Suyu semadır Mevlânâ’nın dudağında
Bekçisi pek yamandır
Esirgemez sözünü
“Hocam biz Çanakkale’ye gidiyoruz
Hakkınızı helal edin” nidaları
Kara tahta başında
Sivas’ın gül bahçelerinde
Yankılanır bu ses Anafartalar’da
Henüz on beşinde bu neferler
Râyihalar serptiler tarihin kara defterine
Hey, durun bakalım
Dinle Churchill, yaz Hamilton
Mağrur düşlerinizde dev ülkeler batar
Ateş-bâr gözlerinizde tabyalar alev alev
“ İki karış toprak
Birkaç mil deniz
Yerle yeksan ederiz
Ve payitahtta demleriz ikindi çayını”
Hesapların ötesinde bir hesap
Maddeden üstün iman vardır
Seddü'l-bahir’de kana batmış emelleriniz
Gurupta, son nefesinde hayalleriniz
Tüm hayalleriniz ve düşleriniz
Seyyid’in iman dolu göğsünde paramparça
Kızıl şafakta gök gürledi, yer yarıldı
Balıkesir’den, Muallim Lisesi’nden
Sürü sürü ebâbiller pervaz eder
Çanakkale semalarında
Gagalarında canhırâş tekbir
Kanatlarında nâr-ı beyzâ süngü
Heybelerinde Bedir hâtırası
Kimi Ertuğrul Koyu'nda
Toprağın nermin âgûşunda
Kimi Kerevizdere’de envâr içinde
Muaz ve Muaviz suretinde
Ve tüm gönüllerde son bir haykırış
“Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı,
Al sancağı teslim etti Allah'a ısmarladı,
Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana,
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana.”
Not: Savaşın yüzüncü yıl anısına yüz mısra yazıldı.
28.12.2014
Muhammed AhengKayıt Tarihi : 18.3.2015 08:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

sahneler bir bir canlandı gözlerimde.bu nasıl bir ete kemiğe büründürme böyle? hep sen derdin şimdi ben diyorum; nefesine,kalemine,bilincine maşallah..Lütfen sen hep yaz yaz yaz hiç durma,yaz ki biz şiir sevenler ziyafet yapalım..canı yürekten kutlarım güzel kardeşim nicelerine ...selam ve sevgilerimle.
Üc karanfili kopardılar bu gece..
ikisini hemen , birini boynunu büke büke kırdılar ..
Toprağa değdi ayakları ,döndü döndü vatan aşkına
Sema yarıldı yer gök inledi yıldızlar kaydı ışıl ışıl
Bilemediler şimdiler de karanfillerin deniz koktuğunu ..
Dudaklarım da yarın, Gözlerim yarınlar, da
Unutmak mı ..!! Aslaaa.......
Ege Mavi
Eli silah tutan büyükler bitmişti. Yaşlılarla çocuklar kalmıştı geride. vatan tehlikedeydi. Yapacak bir şey yoktu.Çaresiz okullara başvuruldu.
***
Anafartalar’da, Arıburnu’nda, Conkbayırı’nda,
Çocuklar vardı askerlerin arasında.
Çaputtan topları kalmıştı sokakta,
Defterleri, kalemleri, atlasları sınıfta.
Kimi Balıkesir, kimi Galatasaray Liseli,
Kimi de tıbbiyeli,
Okullar o yıllarda hiç mezun veremedi.
Ağızlarında annelerinin sütü kokardı,
Adı neydi, nereliydi bilmek neye yarardı.
Çok masum, çok genç ve deneyimsizdiler.
“Vatan için canımız feda” dediler,
Umutlarını hiç yitirmediler,
Kimi bir aileye, kimi sevgiye,
Kimi de bir sevgiliye hasret
Papatyaların, gelinciklerin üzerine düştüler.
Körpeydi cesetleri,
Savaşırken devleşen ince bedenleri
Dalından yeni koparılmış güller gibiydiler.
Yüzlerinde mutlu bir gülümseme,
Sanki savaşı kazanacağımızı önceden bildiler.
Öyle güzeldi ki gittikleri yerler;
Bir daha geri dönmeyi asla düşünmediler…
Kutluyorum şiirinizi ve sizi. Nicelerine...
Balıkesir’den, Muallim Lisesi’nden
Sürü sürü ebâbiller pervaz eder
Çanakkale semalarında
Gagalarında canhırâş tekbir
Kanatlarında nâr-ı beyzâ süngü
Heybelerinde Bedir hâtırası
Kimi Ertuğrul Koyu'nda
Toprağın nermin âgûşunda
Kimi Kerevizdere’de envâr içinde
Muaz ve Muaviz suretinde
Ve tüm gönüllerde son bir haykırış
“Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı,
Al sancağı teslim etti Allah'a ısmarladı,
Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana,
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana.”
_____ Çok duygulandım ..duyarlı yüreğinize sağlık ..Muhteşem bir şiir.Bir Balıkesirli olarak rahmetli annanem göz yaşlarında anlatırdı 3 erkek kardeşi Çanakkale den dönmemiş..böyle kazanıldı bu Vatan..sulandı kara toprak al kanlarla..bayrağımın rengi şehitdimin kanı..içtenlikle kutluyorum bu güzel şiiri ve sizi Muhammed bey.Ant10
Saygımla
______
TÜM YORUMLAR (6)