Ben yanlız yaşıyorum. Evimi, eşyalarımı kendim kullanıyorum. Çocuklarım başından beri sadece genel ağ ortamında beni arıyorlar. "Taşıyıcı olabilirz, sana zarar verebiliriz."diye. Ailece işin ciddiyetinin farkındayız. Yavrularım ihtiyaçlarımı alıyor, kapıdan bırakıp gidiyorlar
Haberleri izledikçe bende de panik başladı. Araştırmaya başladım. Ne yapabilirim? Ne yemeliyim? Neleri evde bulundurmalıyım? gibi sorular beynimi kurcaladı. Televizyon haberlerinde bir sürü öneriler vardı. Ayrıca YouTube kanalında da çeşitli öneriler buldum. Kısacası hiç turşu yemeyen ben hazır turşu aldım. Korunma amaçlı bol bol turşu yemeye başladım. Suyunu içtim. Ne de tatlı gelmişti. Yedikçe yiyesim, içtikçe içesim geldi.
O ara kolumun ağrısı şiddetlendi, gözlerim şişti ve oldukça kötü görmeye başladım. Başlangıçta düşünemedim nedenini. Sonra ama uzun uzun neler yediğimi bir bir sıraladım. Sonunda turşunun dokunduğuna inandım. Tuz! Ve de katkı maddeleri! Hazır turşu hiç yemezdim aslında. Hep kendim yapardım. Türkiye haberlerinde gösterilen turşular o kadar güzeldi ki, soluğu Türk bakkalında almıştım. Acı biber, karışık turşu, salatalık tursuşu… Ne buldumsa almıştım.
O turşuları atmamak adına sıcak suda bol bol yıkadım. Tuzunu iyice azalttıktan sonra tencerede pişirdim. Tabi turşu pişmiyor. Birazcık yumuşadı hepsi bu. Şimdi buz dolabında saklıyorum. İçimden gelen bir ses hepsini çöpe at diyor. Besin değeri kaldı mı kalmadı onu da bilemiyorum ya…
Hemen hemen bir hafta önce turşu yemeyi bıraktım. Evde yoğurt yaptım. Sağ olsun, komşumun oğlu taze süt alıp getirdi. Tam da köy yoğurdu gibi oldu. Ekşi ve iç açan tadıyla yemeklerime tad katıyor. Tuzu önemli miktarda azalttım. Kolumun ağrısı hemen hemen yok gibi şimdi. Gözlerim de iyileşti sayılır. Şükürler olsun okumaya, yazmaya başlayabildim yavaş yavaş.
Bu aralar haberler içimi dışımı alt üst etti. Et cinsinden soğudum. Kuru fasulye, yeşil mercimek, kılçıksız buğdaydan yapılan siyah bulgur, nohut, pirinç vb kuru şeyler daha bi sağlıklı gelmeye başladı. Açıkçası yumurta, peynir, çökelek, kendi yaptığım doğal yoğurt daha güvenilir gibi..Hem ekmeğimi de yine eskisi gibi kendim yapmaya başladım. Ekşi maya ile yapılan ekmeğin tadına doyum olmuyor.
Biz insanlar geçmişi çok çabuk unutur yine eski alışkanlıklarımıza dönüveririz, ama bu defa doğayı, yaratılmışları ve insan oğlunun yaptıklarını daha çok düşünür oldum. Yeryüzünde bu salgının olmasında bizlerin hiç mi suçu yok demekten kendimi alamıyorum.
Hesaplaşmalarım, adlandıramadığım korkularım, tanımlayamadığım hallerimle başbaşa kaldım evimde. Her zamanki gibi Yaradan’a teslim oldum ve yaratılmışlığın hikmetlerine sarıldım.
Şükranca
5 Nisan 2020
Nürnberg
Kayıt Tarihi : 6.4.2020 13:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şükran Günay](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/04/06/korona-virusu-panigi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!