Özlemsi bir buhran dokunulası dünyaya saplanılmıyor ki
İçimizdeki yangın ilelebet hiç sürmüyor ki
Bir an buz yağmurlarında dokunuşlar içler soğuyor
Tek düşmeyen sızılar acıtanlar ayrılığına yanılanlar
Anne baba yoksunları oynamayın dinmez ki yangınları
Yokluklarında mesafeler ya da ilahi bir ayrılık varsa
Tek temiz kalan sevgililer oysa dikensiz güldür acıtmıyorsa
Anne baba peygamber aşkına düştüm sevdanıza alın beni de yanınıza
Üşüyorum bazen titriyor ellerim dokunuşlarına hasretim
Belirsizliklerden çıkarıp alacak akıl yok bende aklına zikrine muhtacım
Düşüyorum bazen engellere takılınca saracak çemberin ver annem
Ürküyorum bazen karartılar içinde yolumu bulmakta zorlanıyorum ışığım ol babam
Tahammül etmek zorluyor hasretlere ne denli kabul ettiğim malum ayrılıkları
Annemi yine kucaklarken kokusunu arada da olsa duyarken hissederken
O güçlü yüreğin çarpışından mahrumum özleminle duman, duman dağılmaktayım
Rüyalar yetmez hayalin sunmaz nefesindeki izmarit kokusu onu bile çok özledim babam
Ağlıyorum neden niçin olduğunu bilmeden korkuyorum bu aklı kaybetmek den
Gözlerim sitemkâr sanki benden kayıp mı kaybediş mi kıymet bilemeyişin pişmanlığımı
Yoksa büyümenin verdiği bilinç mi cahilliğimi hoş görünün devasımı yâda bir evlada sahiplik mi?
Nasihatinize bilginize ilginize hasretinize yüreğinizdeki sıcaklığa sarılmaya asıl ihtiyaç zamanı gelmiş çok geç anladım muhtaçlık çocukluğun sahip olacağı değil yalnızca
Yaş otuz kırk elle dahi olsa değerine değer katacağı bir sevdalıktır anne baba varlığı ilgi odağının tesellisi...
Özlemlerin bittiği sevginin hiç bitmediği hayallerin her gece kol gezdiği gecelerde göz kaparken yine sizlerle beraberim annem babam...
Zennehar yılmaz
12.05.2012 18:00:40
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla