Kalbimde filizlenen bir ney sesidir
Tılsımı çözülmüş kitabelerinizin anahtarı
Dudaklarımda
Surlarınızın rölyefine kazınır suret-i hüznüm
Işığınızla yaralı gökyüzümün
Kırçıl aynasında yedi başlı ejderhalar
Korkuyorum
Tutun ellerimden
İçimdeki batık şehirlere giremiyorum
Esrik bir neyzenin konuk olduğu göz uçlarımda
Körlüğüme inci biriktiren
İstiridyeydiniz
Ateşperest sözlerle besteledim
Koşulsuz yalnızlıklarımı
Duymadınız
Unutmadım ezelde çıplak sesle doğuşumuzu
Bu sessizliği kim aşıladıysa göremiyorum
Duygularınızın boşluğuma temas ettiği bir vakitte yazdım
Aşkınızın adımlayacağı sokaklarımın yazgısını
Kısa kibriti ben çekmişim kısıldı sesim
Vakit geldi tutuşturuldum can evimden
Göğüs kafesimde putlarınız çığlık çığlık
Bırakmayın firari ruhumu
Küstah bir rüzgarın
Koynuma üflediği uçuruma
Gel-git akıntılarımla ruhumu silemiyorum
Korkuyorum
Kayıt Tarihi : 10.5.2005 19:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nurhan Ülkü](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/05/10/korkuyorum-90.jpg)
Batmış şehirlere girememekmidir asıl canı sıkan yoksa giripte o şehirlerde yolu bulamamakmı. Bulmakmı zordur bulmayı istememekmi? elini vermekle başlar yol bulmak doğru kişilere. Ki salmasınlar değişmesinler o elleri hiçbir şeye…
Korkutur elbet insanı batmış şehirlerin gürültüsü..debdebesi..isyan ettirir bazen alabildiğince bağırmak istersiniz lakin sesiniz dışarı duyulmuyordur. Kendi içinizde yankılanır o haykırdığınız sözler…mühim olan kalabalıkta o sesi duyanı bulmak olur bazen..ama asıl önemli olan yanlızlıktada o sessizliği aşılayanı bilmek ve unutmamak için çabalamaktır. Bazen o ses size yol gösterir..işte buradayım buradan yak ateşi sende aydınlan başkalarıda seninle aydınlansın..yazgılar herkeze özeldir lakin ateşi bırakma ki elinden karanlıkta kalmayasın..tutuşturulsan bile kısa kibritlerle her daim..elindeki ateşin ışığı bırakmaz firar etmesi için ruhunu..ne uçurumlara ne gelgit akıntılarına. O zaman anlarsın ki ne güçlü bir ruha sahipsin..Ezelde sana üflenen ruhtur o çünkü ve o sesi sadece sen duyarsın…
Müthiş bir gözlem, sıradışı bir benzetme; somutlama duyguları elle tutulur hale getiriyor.Ses,tema dil ve anlatım bütünleşmesi iyi bir birikim düzleminde, çok da zorlanmadan, şiire duruyor... Son dörtlük, aslında hiç de ihtiyaç yokken, bir yakarışa dönüşüyor..Kanımca bu ruh, kurtarılmak yerine engin uçurumlarda seyr-ü seferi seçmeliydi...Ama bu sizin gerçekliğiniz, yine de bir okur olarak son dörtlüğü kendimce yorumluyorum;bırakın firari ruhumu,küstah bir rüzgarın, koynuma üflediği uçuruma,ona dingin vadiler yakışmaz, acı, bende hayat bulur size uğramaz...gibi.e, şiiri bir şairi yazarmış, bir de ,kendince, okuyanı...Bu da benim kendimce finalim...Çok güzeldi dememe sanırım gerek yok, sığ kalır güzel olmak.Şiirdi bu, okuduğum bunca şey arasında...Cemil Yüksel
tebrikler
Suna Doğanay
TÜM YORUMLAR (6)