Göğe karargâh kurdu yağmur yüklü bulutlar
Yıldırımları tutan ellerden korkuyorum
Yırtılırken rüzgârlar, suya düştü umutlar
Toprağı boğup yutan sellerden korkuyorum
Kazıyarak göğsümü koydular kızıl kana
Çırpındıkça kalbimi içtiler kana kana
Git burdan çocukluğum, dönüp bakma arkana!
Bakışında kuruyan çöllerden korkuyorum
Sağım solum uçurum, can ateşe düşerken
Kızılca alevlerde yürek çatlar pişerken
Hüzün çöktü geceye, ruhum önde koşarken
Ayağına dolaşan yollardan korkuyorum
Kim çıkardı kuyudan gölgelerin sesini
Ve kim inşaa etti düşünce ülkesini?
Girdiğim kavgalarda kusarak öfkesini
Aklımı sorgulayan yıllardan korkuyorum
Bilmiyorum, ne yazar bu hayat künyesinde
Biliyorum, nedamet olmazmış bünyesinde
Nefretini bilerken bir volkan fünyesinde
Sevgiye büründüğü hâllerden korkuyorum
Şimdi ben aydınlığı yok eden karanlığım
Şimdi ben yıldızları parçalayan çığlığım
Berzâhın kapısında bekliyor yalnızlığım
Bana kucak açtığı kollardan korkuyorum
Kayıt Tarihi : 4.5.2024 18:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!