O kadar çok ihanetler yaşandı ki ortasında hep gölgeleri kaldı. Dünsüz düşlerdi bunlar ardında hiç umut olmayan. Yalnızlık kalabalıklığının bir başka yüzü idi. Oysa artarda gelen ihanet bitmeyesiye kâbus rüyaları gibi bu günlere de sarkan yaşam bölümleri idi.
Sevmek her dönemde anahtarı bir başkasının elinde olup kilit ardında tutulan riyaya uğramış sevgiydi. Yarınsız düşler derken güven duygularının parçalandığı bir yaşam kesitindeki tedirginlikleriydi yaşama eksiklik veren sebepler.
Garip bir boşluktu içinde var olmaya çalıştığımız. Belki de düş yorgunluğuydu nefes alma zamanlarını aksattığım yarınların varlık savaşında var olma düşleri kurarken, dünlerin merkezini yalpaladık. Aslında kayıp zamanların çaresizliğinde var olmaya çalıştığım boşluk ötesi yaşam merkezin ve içimde barındırdığım yalnızlık bezmişlikleri ile öfkemi sadece sen düşüncelerine sapladım. Korkarım bitiyordu artık benim yaşayacağım tüm boşluklar da sen olacaksın
Dünlerin düşleri ile zamanını tükettikçe gelecekten umut duymak da çok özel değildi.
İhanetin bekleyiş zamanlarından sonrası sadece öfke ve vaz geçiş duyguları uzayarak düşünceler arasında intikam hislerine dönüşürdü sevginin ardında kalan hislerdir artık açığa çıkan. Bunun sonucu ise salgın düşleri ile bedensel çöküşe düşüncelerinde yol alıştı. Oysa bende, ödenemeyecek kadar sevginin içinde nefeslerime dahildin.
Dünkü gibi değilim bu sabah.
Dalıp dalıp korkulardan kopuşmaktı diğer düşlerden kurtulup yaşamın içinde bir bardak su içmek sen düşlerinden ayrılmak için. Gece karanlığın gizlisiydi, içinde saklanan düşüncelerim seni sevmeye dair var olan ömrüme ilave ettiğim zamandaki sen varlığıydı ömrümün çoğulunda özlem ve hasreti tarif edercesine var olmak içinde. Sen sevgili, varlığına güçsüzlüğümü ilave ederek yaşama hırslanmış duygularımla ömrüme adadığım sen ki kayıplık zamanlarımda gölgene sığındığım.
Ardı arkası bir ömürdü seni sevmelerimi içine sığdıramadığım. Korkulu gecelerde sahipli düşlerimde sen varlığı doluşmuşken gözlerimdeki ıslaklık neredeyse gelecek yıllara da sığmayacak sanırım.
Kahır bir düzen bu sevme zamanlarındaki düş yorgunluklarım. Yarınsız düşüncelerin cirit attığı umutlarımdı ardından siyah umutlarımın baskısının korkular. Aslında çaresizlikti ömrümde yol alan. Yanıldıkça nefes alma zorlukları ile duraksamayla çalışan. Öyle bir çaresiz düşüncelerdi ki beni bana anlatmış gibi kıştan düşerdi ilk baharlara.
Aslında korkusuz rüyalar gibiydi oldu bitti ile yok olan umutlarım verilmiş sözlerin arkasında kalıp, unutulan umutlarımdı sende kalan düşüncelerimle beraber. İsmi unutulan birçok şarkıda biz vardık. Sanki geceler boyu karanlığı delen sesleriydi araç içi teypten salınan cümleler değil miydi çoğu zaman önce seni ve seni gördükten sonra beni ağlatan o müziğin gizemli tınısı.
Geceler, gecelerdi aslında yalnızlık korkuları ile önce beni, sonra seni derken içimden kopan hıçkırıkla geceler, geceler demenin bedensel direnme gücünün parçalanması idi belki de sevmenin kuytulardaki gölgeliğe sığınmış hali.
Sevmek sevgili, sevmekti asıl olan ve tariflerinden tariflerle hıçkırığa dönüşen.
Sahiplenilmiş bir sevginin belki de çaresizliğiydi sonsuza uzayacak varlığı ile içten içe kıvrılışlar yaratan.
Ben seni sevdim anlamıyla söylenen, sözler, geride kalan. Zamana göre ne kadar çaresizlik ve umutsuzluğun ardında kalan sensizliğe yığılmalar.
Gerçekti yaşamımdan kalan ben sevdim ve vebal olarak “yalnızlığın simgesine büründüm” derken, garip bir çaresizlik ve “umutsuzluğun ardında kalan sensizliğin simgesine büründüm,” derken, garip bir çaresizlikti aslında yüreğimden düşen.
Dünler sevgili, yarınlara güzel günler bırakmadı, bizimle olan yaşamımızda. Sen bir başka diyarda, bense ayrı bir dünyaya sarkacak acılanmalarla kaderin içinde kendimle cenk ediyorum. Aslolan yalnızlığın kulvarlarında mırıldanarak bende sevmiştim yaşam için demenin de bir anlamının varlığının sadece gölgelerin şahit olduğu bir zamana ait yaşam nefeslerini taşımakmış.
Keşke ayrı dünyalarda var olsaydık demem de aslında biraz garip bir duyguydu.
Aslında farkında olmadan yaşamımızı teslim ettiğimiz duygularımızı seçmemizdi iç huzura olan yaşamda var oluşumuzun sebebi.
Güller de üşür derdin, çoğu kez rengini değiştirir, sonsuza kurur yaprakları, benim sevgimdi sonsuza sadece umursa beni derdin, sonsuza, kurur yaprakları, benim sevgimdi sonsuza, sadece umursa beni, derdin, hiçbir şey yapamazsan, gülümsemen yeterdi bana ki sonsuza uzayacak bu bakı, derdin, mevsimler yıllara dönüştü, uzaklar ve uzakların hasreti başladı, oysa sen benim kıymetlimsin dedin.
Aradan kışlar geçti, bizim üşümelerimizin üstünden, koyu karanlıkta kaldırım taşlarında tabanlarım ezilirken bu cümlelerini tekrar ederken, kendi kendime içimden duygularım kopuşurken, ağlayışı onlar içinde nefes alma savaşı verirken ben, sen uzaklarda yabancı gülüşlerle serpilirdi bedenin.
Sen sevgili yalnızlığın nefeslerini tanıttın bana, içimde
oluşan perçinlenmiş acılanmalarla yılları art arda serdim ben.
Bu sevgiydi, yokluğunda ben, ayakta tutunma gayretinde olan. Sadece umuttu parçalanmış düşüncelerimi güçlü kılıp, nefes alma zamanlarını koşuştururken.
Sevmek galiba gece yarılarında kayan yıldızların ömrünü düşünmekle özdirenç kazanıyordu.
Garip bir düşünce yorgunluğuydu bu özlemin bedensel etkisi, geride kakan umuttu varlığını korumaya çalışan.
Kışların bahara döndüğü zamanlardır senle beraber özlediğim.
Can cana güç verirdi, sevgili, sen deyişim gibi, can sevgide azalır derken, garip bir umutsuzluktu benim karşı karşıya kaldığım. Sevmekti cana can ekleyen ve sevmekti dudaklarda çoğu zaman gülümseme yaratan.
Sal beni sevgili, ömrümün gülümseyebileceği gülümseme zamanlarıma.
Karanlıklardaydı arayan bakışlarım, neydi aslında arandığım, geçmişin tüm karanlık anıları. Bir tek özlem vardı üstümü örtmeye çalıştığım, aslında yarınsız düşlerdi kol kola gezerken anılardan birkaç kareyi kendine eş düşünce anlarında iken, oysa acılar zincirlenmişti geçmişin karanlıklarına.
Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 13.5.2020 19:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kışların bahara döndüğü zamanlardır senle beraber özlediğim. Can cana güç verirdi, sevgili, sen deyişim gibi, can sevgide azalır derken, garip bir umutsuzluktu benim karşı karşıya kaldığım. Sevmekti cana can ekleyen ve sevmekti dudaklarda çoğu zaman gülümseme yaratan. Sal beni sevgili, ömrümün gülümseyebileceği gülümseme zamanlarıma.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!