Kararmıştı yollar ıslaktı asfaltın kuytuları, ellerin ellerimdeydi, senin dediğin gibi ürkekti adımlarımız ve biz gecenin nemini içimize çekiyorduk.
Kaç zaman sonrasıydı bu kaçak yürüyüşümüzde, içimiz titrerdi bakışlarımızdan, göz bebeklerimiz oynaşırdı birbirimize özlemle bakarken.
Yılları ardımıza almıştık bu yürüyüş ile birbirimize anlattıklarımızla.
Özlemi tarif ederdin bana, içim titredi diyordun dudaklarının titreyişi arasından. Garip bir özleyiş sonu.
Uzaklara dalıp dalıp dudakların kıpırdardı, gözlerin ara ara nemler sarkılırdı göğsüne doğru damlalaşarak kendine gizli ağlardın.
Bense senin akıttığın gözyaşlarına ağlardım. İçimde koyu bir bulantı oluşurdu, aniden sorardın “beni seviyor musun, hadi sevdiğini tekrar et, sen sevdiğini söyledikçe yaşam sevincim çoğalır ve sonsuza uzar bu sevgi” derken, “ben de seviyorum hem de çok” derken gözlerinden akan yaşlar çoğalırdı.
“Ve korkuyorum ayrılık cümlelerinden, kaderime bu korku cümlelerini bağladım ki sevincimin değerini yükseltin,” derken, nefesin kesilirdi. Ve ben “sevginin sesli hali” bu derken, içimde kopuşmalar olurdu.
Yaşam sevmenin arasına sıkışmış zorlu nefeslerle kendini açığa çıkarırdı.
Seni sevmem yaşam koşullarını erteleyemezdi, benlik düşlerinden hep yaşamın ön safhalarında varlıkla kendini belirginlikleştirirdi.
“Seni sevdim” derdim, çünkü “kaderimsin, senin kaderin karanlıklarla bir olup ömrüme adanmıştı.”
Gidişinin ardındandı yollara, uzaklara, yarı üzgün, yarı öfkeli, kimse bilmiyordu benden başka gidişini ve onun ardından tükenişimi, umutlarımın dağılışını, yalnızlaşma korkuları ile kendimden sakladığım ağlayışlarımı, korkarak bakınışlarımı ve yolları, yolların garip sessizliğini, belki de kendimi savunur bulacağım
Umutlarıma inanmışlığımdı yaşamımı yıllar yılı, dağılmasına sebep olan duygum.
Belki de bir dağılıştı veya yaşama parçalanmış duygularla boyun eğişim.
Şüphesiz sonuna erişilecek zor dahi olsa, yenilenmeye adım atışımdaki cesaretim olacaktı sevgiyi parçalayamadan.
Tüm yaşanmışlıklarımla gecelerime de hükmederken, günler sonralarında gecelerindi hükmedemediğim.
Ayrılığın beklentisiz zamanlarıydı tarafınca yalnızlığıma terk edilişim. Sokaklardı ve sokakların acımasızlığına siyah damgalar vuran. Gördüklerimle, yaşamışlıklarımdı yalnızlığıma sahip zamanları yaşamış olmam.
Beklentisiz zamanlardı ummadığım zamanların içinde yalnızlığımla beraber uğraşlarla savaş verişim.
Sense kendi gölgenle umarsız zamanlar yaşıyordun.
Her şeyin bir sonu olduğu gibi, sen de sonunu bana aktarmıştın. Bundan sonrası mı, yaşanmış zamanların unutulamaması için verilen savaşlarla tükettim tüm umutlarımı.
Artık kaybedilmiş zamanları sahiplenirken, umudun ardındaki ışıktı beklentisiz anların ardındaki umut.
Sen yoktun ve ben yalnızlığımı sadece kendime barışık yaşama zamanlarıma dahil olmuştum. Ama umut ve özlem yıllara uzayan zamanlarda yalnız bıraktı beni.
Sen yoktun sadece sen varmışsın gibi yaşamıma yön verdim.
Artık tüm yaşamım gece yarısı sonrası zamanlara sığmaya çalışılan zamanları yaşıyordum.
Sen cümlelerin ve de beni bana yazdıklarındı asıl kendimi, kendimden kıskandıracak kadar vurucu cümlelerini hâlâ özlemin simgesiymiş gibi anılarımda gizlerken, sana karşı sadece acıma duygusu ile senle mücadele veriyordum.
Senden öncesi ve senden sonrası hayatımdı aslında ayakta kalma sebebim.
Sadece senin acımasızlık duygularını bu günlerde dahi benimseyemiyordum. Çünkü her cümlen kendi ruhsal yapının çıkmazlarında kalışını acı hissi duymadan sadece okuyorum. Ve anlamı beni hırpalayan cümlelerinin seni ruhsal dağılımla gece yarılarından sonra beni yazışın ondan önceki tavırlarına hiç uymuyordu. Senin ikiz ruhun her daim senle beraber oluşuydu, iç benliğindeki sükun ile çarpışan.
Sevmek dayanma gücünün dayanırlığına bağlıdır derken, o günlerden bu günlere devam ediyordu. Seni sevmek, senden nefret etmemi ne yazık ki hiçbir zaman engel olamadı.
Bir şey söyle sonra git istersen en azından bir sözün olsun yüreğine” derken bile garip bir gülümseme hissettim.
Bugün sensizliği düşündüm.
Sen yine yoktun ki bir varmış bir yoksun gibiydi yazmamın sebebi. Biliyorum ama ben yine seninle konuşmayı özledim galiba.
Çok eskidi bu günlerde be sevgili, çok eskidik. Üstelik bu gün de dişim ağrı yaptı ama bu sefer çabuk geçti ama sen de yoktun ki anlatabileyim acılarımı ama bu sevmek, gerçekten çok sevmekmiş, özleme karışan sevgi derken, yine, yine özledim ben seni, bu gece hadi gülüşünü göster bana.
Bir şeyler söyle sonra git, istersen, en azından bir sözün otursun yüreğime.
Umut bu yaşam daimiliğinde düşlere bitimsizdir.
Ve yalnızlaşma başlar, önce düşüncelerde, sonra kendine ve uzaklara başlar kasvet düşleri. Aslında zamandır kaybolan, oysa yanılgıdır kayboluşlara sebep oldukça arda kalan düşlerdir kendi kendine küskünlüğün ki ardından yaşamın o karelerinde vazgeçişler başlar unutulası zamana karşı.
Bir sızıdır önce ruhta başlayan, ardından bedensel devam eden yıllar ardı arkasına devrederek.
Kayıt Tarihi : 12.5.2020 19:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Uzaklara dalıp dalıp dudakların kıpırdardı, gözlerin ara ara nemler sarkılırdı göğsüne doğru damlalaşarak kendine gizli ağlardın. Bense senin akıttığın gözyaşlarına ağlardım. İçimde koyu bir bulantı oluşurdu, aniden sorardın “beni seviyor musun, hadi sevdiğini tekrar et, sen sevdiğini söyledikçe yaşam sevincim çoğalır ve sonsuza uzar bu sevgi” derken, “ben de seviyorum hem de çok” derken gözlerinden akan yaşlar çoğalırdı. “Ve korkuyorum ayrılık cümlelerinden, kaderime bu korku cümlelerini bağladım ki sevincimin değerini yükseltin,” derken, nefesin kesilirdi. Ve ben “sevginin sesli hali” bu derken, içimde kopuşmalar olurdu. Yaşam sevmenin arasına sıkışmış zorlu nefeslerle kendini açığa çıkarırdı.

Mustafa yılmaz
TÜM YORUMLAR (1)