ONUR BİLGE KORKU ŞİİRLERİ

ONUR BİLGE KORKU ŞİİRLERİ

Onur Bilge

Onur BİLGE

Beraberliklerde, her şeye dikkat edilse de karanlık kalan konular veya yanlış anlamalar olabilir. Aranın açılması, hatta eşlerin birbirlerinden nefret etmeleri için olayı anlayamamak kadar, yanlış anlamak da başlı başına bir geçimsizlik nedenidir.

Anlaşılamayan konularla ilgili sorular karşısında; asabi davranışlar sergilemek, terslemek, ani çıkışlar yapmak, hücuma geçmek yahut cevapsız bırakmak yerine, sükûnetle cevap verilirse; kalp kırılmaz, endişe yok olur, merak şüpheye dönmez, tartışmaya neden olmaz. Ön yargıyla verilen aksi bir cevap, diğerini çekingenliğe veya korkuya sürükler, merakını gidermek için bir daha soru soramaz.

Her sorunun altında gizli bir sebep aranmamalı, iyi niyet ön planda tutulmalıdır. Böyle nahoş bir saldırı, karşı tarafta, çekingenlik boyutunu aşıp, korku boyutuna ulaştığında; korku, sevgiyi yok eder. Sevgi, daima korkudan çok büyük olmalıdır. Hatta sevgi ortamında korkuya yer verilmemelidir. Gözdağı vermeye ise hiç gerek duyulmamalıdır. “Kedinin bacağını ilk günden ayırmak” değimi dilimize yerleşmiş olmasına rağmen, son derece yanlıştır. Böyle bir korku salma, nefrete sebep olur.

Tam açıklığa kavuşamayan sıradan bir olayın karanlık kalan şüpheli tek hücresi dahi yüreklerde mikrop gibi çoğalır, ruhu perişan eder. Onun için birbirlerinden hiçbir şey saklamamalı, akıl kurcalayan, şüphe uyandıran konular, anlaşılır tarzda aktarmalı, kişi tamamen aydınlanıncaya kadar sorulara sabırla ve sakince cevap verilmelidir. Şüphe, beyni oyar, güveni yer bitirir, saygı kolonlarının çökmesine, sevgi duvarlarının göçmesine, vazgeçilmezlik çatısının yerle bir olmasına sebep olur.

..

Devamını Oku
Onur Bilge

Onur BİLGE

Bir yağmur sonrası açan pırıl pırıl bir Antalya güneşi altında, uçlarından ışıltılı elmas taneleri gibi damlacıklar sarkan turunç yapraklarını seyrederek dalgın dalgın yürürken aniden kavşağa girmiş olduğumu fark ettim! Bir anda vızır vızır geçmekte olan arabaların arasında kalıverdim! Ne ileri, ne geri... “Sevdalı, önüne baksana! ” dedim, kendi kendime... Bazen ben durdum, arabalar yol aldı bazen onlar durdu ben geçtim. Süratle yaşanan bir ölüm kalım savaşıydı! Karşıya nasıl geçtim, bilemiyorum! .. Mutlaka Allah yardım etti!

Dazıra dazır yaşanan dünya hayatı, tüm mücadelesi, hengâmesi, akşam vakti sıkışıklığı ve kargaşasıyla tıpkı büyük bir şehrin trafik akışı… Zaman zaman menenj… Dünya da işlek ve oldukça tehlikeli bir kavşak… Girmişiz bir kere... Cennet de var içinde, cehennem de... Pul gibi yapışmak da var yere! Eninde sonunda olan o zaten. Gömülme de pul gibi yapışmadır, ananın sinesine. İade edilen mektuplar gibi geri döndürülmek… Bumerang gibi dönüp gelmek, yola çıkılan yere…

Sadece pul gibi yapıştırsalar! .. Yalnız yapışmak olsa… Olsa da öylece kalsa! Yırtıp atacaklar, belki yakacaklar da! .. Belki de koleksiyona katılır. Değerliyse… Öyle ya! Bir umut! ..

Her insan mektup misali… Eteneyle zarflanıp geliyor, kefenle zarflanıp gidiyor. Üstünde gideceği yerin açık adresi… Birbirine taban tabana zıt iki mekândan hangisine gönderilmek istediyse oraya… Seçim, tercihine bırakılmış. Bilinç sahibi olan herkes kendi eliyle yazıyor, zarfının üstünü. Gönderen de kendisi, tıpış tıpış giden de…

..

Devamını Oku
Onur Bilge

Yaşamın rampası geride kalmış
Hayat uzantısı, başka bir hayat…
Korku, ümit, panik aklımı almış
Sona doğru, zaman sarar, bir saat.
..

Devamını Oku
Onur Bilge

Korku ormanında cesaretimsin
Pastadan evdeki esaretimsin.
Biz aynı çarmıha mıhlananlarız
Ben senin dünyanım, sen ahretimsin.
..

Devamını Oku
Onur Bilge

Tövbe ile sunulan nimettir, İslamiyet
Temelinde adalet, içtihat, kıyas ve nas
Aczini bilmesidir kulların, teslimiyet
Münafıkta ihanet, Mümin’de halis ihlas
Korku yoktur onlara, ancak nârından halas…
..

Devamını Oku